2. Hukuk Dairesi 2013/24917 E. , 2014/8117 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Bursa 4. Aile Mahkemesi
TARİHİ :05.09.2013
NUMARASI :Esas no:2012/629 Karar no:2013/729
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı (kadın) tarafından, müşterek çocuklardan Melek"in velayeti, nafakaların başlangıç tarihi ve miktarı yönünden; davalı-davacı (koca) tarafından ise kusur belirlemesi, kadın yararına verilen tazminatlar ve nafakalar ile manevi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Mahkemece son oturum tutanağında davalı-davacı kocanın manevi tazminat isteği hakkında hüküm kurulmadığı halde gerekçeli kararda reddine karar verilerek kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK. md. 298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/ kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
3-Dosya kapsamından velayetleri davacı-davalı kadına verilen müşterek çocuklar Zeliha ve Meliha"nın 21.01.2013 tarihinde koruma altına alınıp, yurda yerleştirildikleri, Zeliha"nın evlilik hazırlıkları içerisinde olup, nişanlısı ile birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece müşterek çocuklar Zeliha ve Meliha"nın bakım ve eğitim giderlerinin davacı-davalı tarafından karşılanıp karşılanmadığı, Türk Medeni Kanununun 169. ve 182. maddeleri koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği tespit edilmeden yazılı şekilde Zeliha ve Meliha için davacı-davalı kadın yararına hüküm tarihinden itibaren tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
4-Mahkemece yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacı-davalı kadının köftecide işçi olarak çalıştığı, asgari ücret aldığı belirtilmiş, davacı-davalı kadın ise yargılama sırasında iş yerinden kovulduğunu ileri sürmüştür. O halde davacı-davalı kadının halen çalışıp çalışmadığı, iş yerinden ayrılmış ise ayrılma nedeni, çalışıyor ise gelir durumu tespit edilip, gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde davacı-davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2, 3 ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların nafakaların miktarına yönelik temyiz itirazı ile kocanın manevi tazminat talebine yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı ve incelenmeyen kısımlar dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 07.04.2014 (Pzt.)
KARŞI OY YAZISI
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294/3. maddesi uyarınca, hükmün tefhimi, her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. (6100 s. HMK. m.298/2) Buna göre, tefhim edilen hüküm sonucu yanlış da olsa, gerekçeli kararın, tefhim edilen hüküm sonucuna uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Yanlışlık ancak temyiz/ kanun yoluna başvurulması ve kararın bozulması halinde düzeltilebilir. Tefhim edilen ve duruşma tutanağına geçirilen hüküm sonucu ile gerekçeli karar arasındaki aykırılık diğer yönler incelenmeden tek başına bozma sebebi olur. O halde mahkemece yapılacak iş, l0.4.l992 tarihli 7/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetilerek yeniden karar oluşturmaktan ibarettir.
Değerli çoğunluğun çelişkili olmayan diğer yönleri incelemesi görüşüne katılma olanağım yoktur.
İşin müzakeresinden ve kararın oluşumundan sonra üyelerden .... 28.04.2014 günü ölümü sebebiyle kararı imzalaması mümkün olmamıştır (HMK m.299). 06.05.2014