Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13721
Karar No: 2016/2373

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/13721 Esas 2016/2373 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/13721 E.  ,  2016/2373 K.
"İçtihat Metni"



Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araca, davalı ..."e ait ve ..."ün idaresindeki aracın çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davacı şirkete sigortalı bulunan araçta tespit edilen 4.713 TL hasar olduğunu, bu miktarın 16/01/2007 tarihinde sigortalısına ödenip, davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğünün 2008/27216 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, borçlular tarafından borca ve faize yapılan haksız itirazın iptali ile icra takibinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. Vekili; davalı şirket nezdinde zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın teminat limitinin 5.750-TL olduğunu, kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün kusur ve sorumluluğunun olmadığını, olayın haksız fiil nevinden olması nedeniyle ticari faiz değil yasal faiz talep edilebileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davalının kullanmış olduğu aracın zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile ..."ya sigortalı olduğunu, davacının maddi hasara yönelik alacağını ..."dan tahsili gerektiğinden davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..."e dava dilekçesi ve duruşma günü bildirir davetiyenin gönderilmesine rağmen davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın davalı ..... yönünden kısmen kabulüne, ..."nin ... İcra Müdürlüğünün 2008/27216 Esas sayılı dosyasında 2.350 TL asıl alacak ve 389,00 TL birikmiş faiz miktarına yapmış olduğu için itirazın iptaline, icra takibinin 2.739 TL üzerinden devamına, icra takip tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz yürütülmesine, diğer davalılar ... ve ..."e açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminata ilişkin açılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunun 85 maddesi “ Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” Aynı yasanın 88. Maddesinde ise “Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.” düzenlemesi ile motorlu araçların işletilmesi neticesi üçüncü kişinin zarar görmesi durumunda o aracın işleteni, aracın sürücüsü ve varsa teşebbüs sahibinin müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu ayrıca birden fazla kişinin zararı tazminat ile yükümlü olması durumunda zarar görene karşı müteselsil sorumlu oldukları belirtmiştir. Bu haliyle Karayolları Trafik Kanunu trafik kazaları neticesi doğacak zarar sorumluluğunda müteselsillik esasını benimsemiştir.
Yine TBK 61. Maddesinde “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.” demekle birden çok kişi aynı zarardan aynı sebeple yada çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olabileceği vurgulanmıştır. Bu durum iki veya daha çok kişinin şahsında sorumluluğun ya da herhangi bir tazminat yükümlülüğün şartlarının gerçekleşmesi halinde söz konusu olur. İşte bu tür durumlarda sorumlular hakkında müteselsil sorumluluk hükümleri uygulanacaktır.
TBK 61. Maddesine göre müteselsil sorumluluk ya aynı sebebe ya da değişik sebeplere dayanabilir.
1-Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan müteselsil sorumluluk:
Birden çok kişinin aynı zarara birlikte sebep olmalarından doğan zarar aynı sebebe dayanan zarardır. Müteselsil sorumluluğu doğuran “aynı sebep” veya “birlikte sebep” kusur olabileceği gibi sözleşme veya kanundan olabilir.
2-Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu olması
Birden çok kişinin aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumluluğu söz konusu olabilir. Aynı zararı doğuran çeşitli sebepler kusur sorumluluğu (haksız fiil), sözleşme veya kusursuz sorumluluk (kanun) olabilir. Bu suretle birden çok zarar verenden biri aynı zararı haksız fiil diğeri sözleşme bir başkası da özen veya tehlike sorumluluğuna göre tazmin zorundadır. Örneğin bir işletmenin şoförü tarafından kullanılan motorlu araç yolculardan birine zarar vermişse aracın işleteni Karayolları Trafik Kanunu madde 85 gereğince tehlike sorumluluğuna(kusursuz sorumluluk) göre, aracı kullanan şoför Türk Borçlar Kanunu madde 49 uyarınca kusur sorumluluğuna (haksız fiile), sigortacı ise sözleşmeye (poliçe) ilişkisine göre gerçekleşen zararı tazmin etmek zorundadır.
Somut davaya gelince davacının kasko sigortacısı olduğu araç davalıların sürücü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın kusuru ile neden olduğu kazada hasarlanmıştır. Kazada davalı sürücünün %50 - dava dışı plakası belirlenemeyen araç sürücüsünün %50 kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Davacı takip talebinde ödediği zararın halefiyet
ilkesi gereği davalılardan tamamını talep etmiştir. Davacı zararın tamamını davalılardan talep etmesi davacının müteselsil sorumluluk ilkesine dayandığının bir göstergesidir. Nitekim YHGK. 24.6.1983 t 9-553/724 E/K belirtildiği gibi " bir davacının kendilerinin tamamen kusursuz olduğundan söz ederek zararlı sonucu meydana getiren müteselsil borç]ulardan biri aleyhine açtığı bir davada, zararın tümünü talep etmesi, örtülü olarak değil, aksine Borçlar yasasının 142. maddesinde öngörülen teselsül kuralına açık bir şekilde dayandığının en belirgin bir kanıtıdır; bu gibi durumlarda; müteselsilen sözcüğünün dava dilekçesinde kullanılmamış olması sonuca etkili değildir" şeklinde kararı bu yöndedir. Ayrıca YHGK. I,9.1986,Tarih , 4-822/140 E/K sayı kararında "..Davacı, davayı açarken aslında. dayalı olarak gösterdikleri yönünden, teselsül hükümlerine dayanmıştır. Her ne kadar kusurun % 100"ünün davalılarda olduğunu ileri sürmüş ise de, amacı kendisinin hiçbir kusurunun olmadığını açıklamaktır. Bir kısım kusurun, kimliği belirlenemeyen üçüncü bir kişide olduğu sonradan anlaşılmıştır. Bu durum davacının amacı ve teselsül hükümlerine dayanılması birlikte değerlendirildiğinde zararın tamamından davalıların sorumlu tutulması gerekir.." ifadesi ile davacının davalıyı %100 olarak göstermesinde ki amacın kendisinin kusursuz olduğunu anlatmaya yönelik olduğu belirtilmiştir.
Müteselsil sorumluluk kanundan doğan bir sorumluluk türüdür. Müteselsil sorumluluk ilkesi gereği davacının sigortacısı kusursuz olduğuna göre halefiyet gereği zararın tamamını isterse sorumluların tamamından isterse bir kısmından isteyebilir. Davacı açıkça davalının kusuru oranında sorumlu tutulmasını istemediğine göre davada dava dışı kişinin de kusurunun bulunması davalıların müteselsil sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağından davalıların zararın tamamından sorumlu tutulması gerekirken KTK 88 ve TBK 61. Maddesine aykırı olarak davalıların kusuru oranında sorumlu tutulmaları bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazla-
rının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 29/02/2016 gününde ... ve ..."ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.


-KARŞI OY-

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasında davacının talebinin kısmen kabulüne dair verilen kararın davacı vekilinin temyiz talebinin kabulüne ilişkin bozma ilamının 2.bendindeki zarar gören alacaklının kendi kusuruna isabet eden kısım dışındaki zararının tamamının davalılardan istenebileceğine ilişkin gerekçeye aşağıda açıklanan nedenlerle katılamıyoruz.
Davacı vekili, davacı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan araca, davalı ..."e ait olup davalı ... idaresinde bulunan ve diğer davalı ...Ş tarafından trafik sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan aracın çarpması sonucu oluşan 4.713 TL hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, olayda sürücü ..."ün %100 oranında kusurlu olduğunu belirterek ödemenin tahsili amacıyla başlanan icra takibine itirazın iptalini istemiştir.
Mahkemece davalı ..."ün %50, plakası tesbit edilemeyen dava dışı tır sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğu belirtilerek davanın ... yönünden kısmen kabulüne, diğer davalılar hakkındaki davanın reddine karar verilmiştir.
Olay, 18.12.2007 tarihinde gerçekleşmiş olup malik olan ... 2918 Sayılı KTK"nun 85 ve 86.maddeleri, davalı sürücü .... olay tarihinde yürürlükte
bulunan BK"nun 41 ve devamı maddeleri, ....ise trafik sigortacısı sıfatıyla 2918 Sayılı Kanun"un 91/1 ve 85/1.maddeleri gereğince sürücünün kusuruna isabet eden oranda zarardan müteselsilen sorumludurlar.
Davacı vekili, davalı sürücünün olayda %100 oranında kusurlu olduğunu ileri sürerek talepte bulunmuştur.
Kaza sonucu düzenlenen kaza tesbit tutanağında davalı sürücü ..."ün asli, .... plakalı aracın sürücüsü ..."ın asli kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece alınan 7.5.2010 tarihli bilirkişi raporu ile 29.4.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu"nun raporunda davalı ... ile plakası tesbit edilemeyen tır sürücüsünün eşit oranda kusurlu olduğu belirtilmiş, mahkemece bu kusur oranı benimsenerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Müteselsil sorumluluk, Kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür.
Zarar gören, zararın tamamını veya bir kısmını dilediği sorumlu veya sorumlulardan talep edebilir.
BK 61.madde hükmü "birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır" şeklindedir.
Birden fazla kimseyi müteselsil sorumlu tutmak isteyen zarar gören, bu kimselere karşı dava açarken bu niyetini göstermesi, dava dilekçesinden müteselsil sorumlu tutmak istediği kişiyi göstermesi gerekir. Hakim tarafların iddia ve savunmalarıyla bağlı olup teselsülden yararlanma hakkı zarar görene ait olduğundan zarar gören bu hakkkı kullanmadıkça mahkeme onun yararına teselsül kuralını kendiliğinden uygulayamaz.
Dava dilekçesindeki ifadelerden davacının TBK 61 ve 62.maddesine göre birlikte sorumlu tutma niyeti anlaşılıyorsa müteselsil sorumluluğa hükmedilmelidir. Ancak dava dilekçesinde davalı veya davalıların tam kusurlu olduğunu iddia ederek dava açan davacı sonradan dava dışı kişinin kusuruna isabet eden tazminat miktarının da müteselsil sorumluluk nedeniyle davalıdan tahsilini talep edemez.
Böyle bir talep HMK"nın 319. maddesi gereğince iddianın genişletilmesi yasağı kapsamında değerlendirilmelidir.
Bu husus HGK"nın 24.6.1983 tarih 1981/9-533 Esas 1983/724 Karar sayılı kararı ile "Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK."nun 50.maddesi ya da birden çok kimsenin değişik nedenlerle meydana getirdikleri aynı zarardan sorumluluklarını düzenleyen BK"nun 51.maddesi uyarınca ve aynı Yasanın 142.maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi sorumluların hepsi aleyhine açacağı tek bir dava ile de talep edebilir.
Ancak, aynı Yasanın 141.maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır. Zarara uğrayan (alacaklı), bu hakkını kullanmadıkça, yani müteselsilen tahsil isteğinde bulunmadıkça, mahkeme resen onun yararına teselsül kuralını uygulayamaz. Çünkü Hakim istek ile bağlı olup, istek dışı karar veremez. Usulün 74.maddesi buna engeldir" şeklinde kabul edilmiştir.
Davacı, davalıların işleten, sürücü ve trafik sigortacısı olmaları nedeniyle zararın bu davalılardan tahsili amacıyla icra takibi yapmıştır.
Dava dilekçesinde ve icra takibinde hiç bir şekilde dava dışı kişiler yönünden müşterek ve müteselsil sorumluluk iddiasına dayanılmadığı gibi mahkemece davalı sürücü ..."ün olayda %50 oranında kusurlu olduğu kabul edilmiş ve davacı vekilinin davalının %100 oranında kusurlu olduğuna ilişkin temyiz itirazları Dairemizce kabul edilmemiştir.
Bu nedenle davalıların tamamının davalı sürücünün kusur oranına isabet eden miktar kadar sürücü, işleten ve trafik sigortacısı sıfatıyla sorumlu tutulmaları gerekirken tazminatın tamamından sorumlu tutulmalarına ilişkin bozma gerekçesine katılmıyoruz.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi