MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Beden veya ruh sağlığını bozacak şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı
HÜKÜM : Mahkumiyet

İlk derece mahkemesince verilen re"sen de temyize tabi hükümlerin sanık ve suça sürüklenen çocuklar müdafisi ile katılan Bakanlık vekili tarafından temyiz edilmesi ve sanık ile suça sürüklenen çocuklar müdafisince incelemenin duruşmalı yapılmasının talep edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından tebliğname ile Daireye gönderilmekle, belirlenen tarihte gerçekleştirilen duruşmaya sanık ve suça sürüklenen çocuklar müdafisinin katılmadığı anlaşıldığından, incelemenin duruşmasız yapılmasına karar verildikten sonra başvurunun muhtevası ile inceleme tarihine kadar getirilen kanuni düzenlemeler nazara alınarak dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
Ceza yargılamasının esas amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılmasıdır. Bu bakımdan hakim davayı muhakeme kuralları gereğince huzurunda görecek, olayı ilk günkü haline götürecek bu konuda yüz yüzelik ilkeleri gereğince sanık ile mağduru dinleyecek ve gözlemleyecek, elde ettiği delillerle vicdani kanaati ile hüküm kuracaktır. Dosya kapsamında sanık ile suça sürüklenen çocukların üzerlerine atılı eylemleri hangi yer ve tarihte ne şekilde gerçekleştirdiklerinin somut ve maddi deliller ile ortaya konularak ve mağdurenin dosya kapsamındaki çelişkili beyanlarından hangisine itibar edildiği ve hangisine neden üstünlük tanındığı belirtilerek sonucuna göre sanık ile suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
Kabule göre de;
Mağdurenin ruh sağlığının bozulup bozulmadığı hususunda Adli Tıp Genel Kurulunca düzenlenen 25.09.2014 tarihli rapor içeriğinde, 17.10.2011 tarihinde mağduru bulunduğu dava konusu olaydan kaynaklanmış travma sonrası stress bozukluğu ve depresyon saptanması nedeniyle ruh sağlığının bozulduğu tespit edilmesine karşın bu durumun sanık ile suça sürüklenen çocuklardan hangisinin eyleminden dolayı meydana geldiğine dair bilgi verilmediği anlaşılmakla, mağdurenin ruh sağlığının sanık veya suça sürüklenen çocukların hangi eylemleri nedeniyle bozulduğu ve sanık ile suça sürüklenen çocukların eylemlerinden dolayı ruh sağlığının ayrı ayrı bozulup bozulmadığı hususlarında Adli Tıp Genel Kurulundan ek rapor alındıktan sonra sanık ile suça sürüklenen çocukların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiğinin gözetilmemesi,İsnat edilen suç tarihinde on iki - on beş yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk ..."un işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiillerle ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin gelişip gelişmediği hususunda rapor alınmaksızın yargılamaya devamla mahkumiyet kararı verilmesi,
Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 5237 sayılı TCK"nın 103/2, 103/3, 103/4, 103/6, 43/1. maddeleri gereğince belirlenen 37 yıl 27 ay 45 gün hapis cezası üzerinden ayın Kanunun 31/2. maddesi ile 1/2 oranında indirim yapıldığında bulunan 19 yıl 8 ay 7 gün hapis cezasının TCK"nın 31/2-son maddesi uyarınca 7 yıla indirilmesinden sonra aynı Kanunun 62. maddesinin uygulanması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini,
Suça sürüklenen çocuklar ... haklarında 5237 sayılı TCK"nın 103/2, 103/3, 103/4, 103/6, 43/1. maddeleri gereğince belirlenen 30 yıl 18 ay hapis cezası üzerinden aynı Kanunun 31/3. maddesi ile 1/3 oranında indirim yapıldığında bulunan 20 yıl 6 ay hapis cezasının TCK"nın 31/3-son. maddesi uyarınca 12 yıla indirilmesinden sonra aynı Kanunun 62. maddesinin tatbiki gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması sonucunda fazla cezaya hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık ile suça sürüklenen çocuklar müdafisi ve katılan Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, re"sen de temyize tabi hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.