Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4168
Karar No: 2008/5705

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/4168 Esas 2008/5705 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, miras bırakanın torunu E. Ö. aracılığıyla davalıya muvazaalı bir şekilde taşınmazlarını satış yoluyla temlik ettiğini iddia ederek, tapu iptali ve tescil istemiyle davada bulunmuştur. Mahkeme, miras bırakanın ehliyetli olduğu ve davalının da iyiniyetli olduğu gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, davacının ehliyetsizlik iddiası yönünden yeterli bir araştırma yapılmamıştır. Medeni Kanun'un fiil ehliyetine sahip olma şartları ve ayırtım gücü hakkındaki maddelerinin açıklamalarına da yer veren kararda, ehliyetsizlik iddiasının kesin olarak saptanması gerektiği ve hukuki sebeplerin değerlendirilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Bu sebeplerle, Davacının temyiz itirazları kabul edilmiş, karar bozulmuştur. Kanun maddeleri: Medeni Kanun 9, 10, 13, 15, 286, 409/2.
1. Hukuk Dairesi         2008/4168 E.  ,  2008/5705 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BAYRAMİÇ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 07/02/2008
    NUMARASI : 2007/73-2008/22

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, miras bırakanın 465 parsel sayılı taşınmazını torunu E. Ö.a verdiği vekaletle davalıya satış suretiyle temlik ettiğini, yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gibi murisin ehliyetsiz olduğunu, davalının iyiniyetli bulunmadığıni ileri sürerek, payı oranında iptal ve tescile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, iyiniyetli olduğunu, bedelini ödeyerek taşınmazları satın aldığını belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, miras bırakanın akit tarihinde hukuki ehliyetinin bulunduğu, yapılan temlikin muvazaalı olmadığı gibi davalının da iyiniyetli bulunduğu gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                                      -KARAR-
    Dava, ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakan Ü.Ö.adına bulunan çekişme konusu taşınmazın 18.8.2005 tarihli akitle vekil E.Ö.arafından davalıya satıldığı anlaşılmaktadır. Davacı, muvazaa iddiasının yanında miras bırakanın ehliyetsiz olduğunu da ileri sürmüştür. Ne varki, ehliyetsizlik konusunda mahkemece yapılan inceleme yeterli değildir.
    Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim Medeni Kanunun “ fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir “ biçimindeki 9. maddesi hükmüyle hak elde edebilmesi, borç ( yükümlülük ) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlamış. 10. maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin ( reşit ) olmayı kabul ederek “ ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. “ hükmünü getirmiştir. “Ayırtım gücü “ eylem ve işlev ehliyeti olarak ta tarif edilerek aynı yasanın 13. maddesinde “ yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk yada bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir.” denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir. Önemlerinden dolayı bu ilkeler, söz konusu yasa ile öteki yasaların çeşitli hükümlerinde de yer almışlardır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağından karşı tarafın iyi niyetli olması o işlemi geçerli kılmaz. (Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı 11.6.1941 tarih 4/21)
    Yukarıda sözü edilen ilkelerin ve yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesi zorunludur. Bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
    Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli tıp kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanunun 409/2 maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
    Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde öncelikle kamu düzeniyle ilgili olan ehliyetsizlik iddiası yönünden bir araştırma ve inceleme yapılarak, miras bırakanın ehliyetli olup olmadığının kesin olarak saptanması, ehliyetli olduğunun anlaşılması durumunda dayanılan diğer hukuki sebep muris muvazaası yönünden toplanan ve toplanacak tüm delillerin değerlendirilmesi, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün belirtilen nedenlerle
    HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi