Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki bulunduğu 855 ada 11 sayılı parselinin ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takip sonucu davalı H.P.ya ihale edildiğini, satışın iptali için açtığı davanın lehine sonuçlanıp kesinleştiğini, ancak davalı H."ın taşınmazı muvazaalı biçimde davalı Ö.T.a devrettiğini ileri sürerek tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen mahkeme kararı Dairece, davalı Ö.."ın Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının araştırılması gereğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonunda davalı Ö.T."ın iyiniyetinin aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle iptal-tescil isteğinin reddine, davalı H. P. yönünden ise sebepsiz zenginleşme nedeniyle tazminat isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.05.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden A.Ü.vekili Avukat C. K. geldi, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz eden vs. vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, yolsuz tescil nedenine dayalı tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece, tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 11 sayılı parselin 7/168 payı davacı adına kayıtlı iken, taşınmaz üzerine dava dışı M.ve S.’in borçlarından dolayı davalı N. yararına ipotek tesis edildiği, ipotek alacaklısı N.’nin bu alacağını diğer davalı H.a temlik ettiği, H.ın da ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlattığı takip sonunda anılan payı ihaleden edindiği; davacının, satışın iptali isteğiyle N.ve H. aleyhine açtığı 2001/241 esas sayılı davada satışın iptaline karar verildiği ve 27.9.2001’de kesinleştiği, ilam henüz sicile yansıtılmadan çekişmeli payın H.arafından 15.10.2001 tarihinde diğer davalı Ö.’e satıldığı görülmektedir.
Davacı, ihale suretiyle davalı H.adına oluşan tescilin 2001/241 esas sayılı davada verilen kararla yolsuz hale geldiğini, diğer davalı Ö.e yapılan temlikin de danışıklı bulunduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Gerçekten de, H. adına oluşan tescilin, kesinleşen 2001/241 esas sayılı hükümle dayanaksız kaldığı ve yolsuz tescil niteliğine dönüştüğü kuşkusuzdur. Nitekim bu husus Daire ilamında da vurgulanmış ve mahkemenin davayı ret kararı, davalı Ö.in Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının araştırılması gereğine işaret edilerek bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda tamamlanan soruşturma sonucunda, davalı H.. ile diğer davalı Ö.’in arasında gerek iş ve gerekse yakın arkadaşlık ilişkisi olduğu, davalı Ö.in H. adına oluşan tescilin yolsuz nitelik taşıdığını bilen veya bilmesi gereken konumunda bulunduğu, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı anlaşıldığına göre, davalıların temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davacının temyizine gelince; açıklanan olgular karşısında, çekişmeli payın iptal edilerek davacı adına tesciline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile tazminata hükmedilmesi isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davacı vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 06.05.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.