Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,davalının annesi olduğunu,1 parsel sayılı taşınmazın 4 nolu bölümünün, tapuda davalı ile adına ½ pay ile kayıtlı olduğunu,taşınmazı birlikte kiraya verdiklerini,kiracının sorun çıkarması üzerine,davalı tarafından hileli yollarla aldatılarak,kiracıyı evden tahliye edebilmek için payını muvazaalı satış yapması gerektiğine inandırıldığını,bunun üzerine çekişmeli taşınmazdaki payını, bedelsiz olarak davalının üzerine aldığını,aralarında gerçek bir satış yapılmadığını ileri sürerek, payı oranında tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı,satışın gerçek olduğunu bildirerek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece,iddianın yazılı belge ile kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmiştir.Karar,davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava hile,hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
Mahkemece, iddianın taraf muvazaası olarak nitelendirilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Olayları bildirmek taraflara hukuki nitelemeyi yapmak ve olaya uygun düşen yasa maddesini tespit ederek uygulamak hakime aittir.
Davacı, dava dilekçesinde, "kiracıyı tahliye etmek için çekişmeli payı davalıya devrinin gerektiğine inandırılarak hileye düşürülmek suretiyle" temlikin gerçekleştirildiğini ileri sürüp eldeki davayı açmıştır.İddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle hile hukuksal nedenine dayalı olduğu açıktır.
Hile,genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur.B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz.Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (m.Ş.) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan,hile her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir.Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluylada kullanılabilir. Hal böyle olunca yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde hile iddiası yönünden tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda delillerinin toplanması buna göre araştırma ve soruşturmanın yapılması, varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddedilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.