6. Ceza Dairesi 2016/5845 E. , 2019/3292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Kasten yaralama (yağma suçundaki değişiklikle)
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Bir başkasının kendisinin veya yakınının hayatına, vücut ve cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden yada mal varlığı itibariyle büyük bir zarara uğratacağından bahisle tehdit ederek veya cebir kullanarak bir malı teslime veya malın alınmasına karşı koymamaya mecbur kılan kişinin eylemi yağma suçunu oluşturur. Malın alınması veya verilmesini temin için zilyetin üzerinde cebir ve tehdit kullanılmaktadır. Cebir ve tehdit karşısında mağdurun başka bir seçeneği kalmamakta bulmasında ve bu durumda fail malı doğrudan alması söz konusudur. Yani mağdur malı teslim etmektedir. Bu suçla yalnızca korunan hukuki değer malvarlığı değil, aynı zamanda kişi özgürlüğü ve vücut dokunulmazlığıdır. İcrai hareketle işlenebilen bir suç tipidir. Yağma suçunun maddi unsuru hareket kısmıdır. Kullanılan cebir ve tehdidin, kişiyi malı teslim etmeye veya alınmasına ses çıkartmamaya yöneltmeye elverişli olması gerekir. Cebir ve tehditin yönlendirilmiş olduğu şahıs, yer ve zaman da göz önüne alınarak her somut olayda nitelik ve nicelik incelemesi gerekmektedir.
Bilindiği üzere sübjektif sorumluluğun ilk şekli olan kast 5237 sayılı TCK.nin 21.maddesinde yer almıştır. Kast suçun maddi unsurlarını bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi olarak tanımlanmıştır. O halde bilme ve isteme kastın unsurlarıdır. Kast kişi ile işlediği suçun maddi unsurları arasında psikolojik bağı da ifade etmektedir. Hareket ve kast birlikte olmalıdır. Failin iç dünyasını ilgilendiren kast; failin olay öncesi iç dünyasını, olay sırası veya olay sonrası davranışları ölçü alınarak belirlenebilir. Sanığı harekete geçiren etken saik psişik olgunun irade aşamasıdır. Sosyal ilişkilerin ve dışa vurmuş hareketlerin disiplini olan hukuk, ceza normunun ihlaline etki yapmadıkça failin zihni ve ruhi durumu ile uğraşmaz. Suçun işlendiği zaman failin öngörü ve irade ile hareket etmiş olması yeterlidir. Failin iç dünyasını ilgilendiren kastın niteliğini belirlemeyi bilmesi için dış dünyaya yansıyan davranışlardan hareketle sonuç çıkarmak olanaklıdır. Bu bağlamda failin olay öncesi, olay sırasında ve olay sonrası davranışları kastın belirlenmesinde ölçü alınır. Bunun yanısıra iddia ve kanıtların yorumuyla da durum değerlendirilecektir.
Hakim hangi kanıtı nasıl yorumladığını, yorum ile nasıl bir kanıya ulaştığını, kararının gerekçesinde göstermek zorundadır.
Gerekçedeki mantıksal kronolojik dizin ise iddia, savunma, kanıtlar, kanıtların yorumu, sabit kabul edilen eylem; ihlal edilen norm, normun yorumu ve en nihayet ulaşılan sonuç olan hüküm şeklinde olmalıdır.
Yukarıda açıklanan teknik bilgiler ışığında somut olay incelendiğinde;
26.01.2015 günü saat 08.00 sıralarında sanık ...’nın, eski nişanlısı mağdur ...’in geçici olarak kaldığı halası tanık ...’ye ait eve gelip, mağdura “Bana telefonunu ver” dediği, mağdurun olumsuz yanıtı üzerine sanığın mağdurun telefonunu zorla alıp evden ayrıldığı, mağdurun aynı gün saat 09.25’te polise müracaatta bulunduğu,
Cep telefonunun bir şifresi olduğunu anlayan sanığın, telefonu kullanıma açılmasını sağlamak için bu kez aynı gün saat 19.30 sıralarında mağdurun kaldığı eve gelip, suça konu telefonu uzatıp şifreyi girerek telefonun kilidini açmasını söylediği, mağdurun kabul etmemesi üzerine sanığın mağdurun boğazını sıkıp yumruk attıktan sonra telefonu da alarak evden ayrıldığı, mağdurun bu gelişen olayla ilgili saat 21.07’de polise bir kez daha müracaatta bulunduğu, bu arada cep telefonunu mevcut haliyle kullanamayacağını anlayan sanığın da onu mağdura vermesi için tanık ...’ye teslim ettiği anlaşılan olaylar ile ilgili Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, 12.03.2015 tarih, 2015/1667 E. nolu iddianamesi ile nitelikli yağma suçundan Gebze Ağır Ceza Mahkemesi’ne;
06.04.2015 tarih, 2015/2356 E. nolu iddianamesi ile ise, basit yaralama suçundan Gebze Asliye Ceza Mahkemesine dava açıldığı anlaşılmıştır. Mevcut bu halin mükerrer uygulamalara yer verilerek bir hak ihlalinin oluşmaması dikkate alınıp,
Öncelikle; sanık hakkında Gebze Asliye Ceza Mahkemesine açılan dava dosyasının akıbetinin araştırılıp, olanaklı ise her iki dosyanın birleştirilip, olanaklı
değilse dosyanın onaylı bir örneği denetime olanak verecek şekilde temin edilip, olayların başlangıcı, olay sırası ve sonrasında gelişen eylemlerin bir bütün halinde değerlendirilip, sonucuna göre sanığın suç teşkil eden eyleminin olup olmadığı varsa hukuki nitelendirilmesinin yapılması gerektiği gözetilmeden, eksik soruşturmayla yetinilerek mükerrer uygulamalara neden olacak şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanı ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 22/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.