MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2007
NUMARASI : 2004/475-2007/438
Taraflar arasında görülen davada;
Dava, 73 yaşında ve okuma-yazma bilmediğini, davalı oğlu K.ın kendisine sağlık karnesi alacağı ve imzası gerektiği şeklinde kandırıp, çekişme konusu 160 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki paylarının davalılar M.ve M..satış şeklinde temlikini sağladığını, ancak bu davalıları tanımadığı gibi davalıların daha sonra satın aldıkları payları davalı K.".devrettiklerini ileri sürerek, iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalılardan K., bir yıllık hak düşürücü sürenin geçerildiğini, taşınmazların borçtan dolayı satıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğinde ilişkin olup, davacı temliki işlemi yeni öğrendiğini bildirerek, eldeki davayı açmıştır.
Davacının, çekişmeli 12 nolu parseldeki 1500/2400 payından 962/2400 payı 4.5.2001 tarihinde davalı M.ya, kalan 538/2400 payını da 9.8.2001 tarihinde diğer davalı M.e satış suretiyle temlik ettiği, M. ve M.in anılan payları 7.4.2004 tarihinde davacının oğlu olan diğer davalı K.. devrettikleri, davanın ise 18.5.2005 tarihinde açıldığı kayden sabittir.
Uyuşmazlık, davanın Borçlar Yasasının 31.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi, anılan yasa hükmünde öngörülen bir yıllık süre, hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarih esas alınır. Ancak, diğer taraf, öğrenmenin bu tarihde değil de daha önce olduğunu iddia ederse, o takdirde bu iddiasını kanıtlamak zorundadır.
Somut olayda, davacı tanıkları, davacının satışı 2004 yılında öğrendiğini bildirmişler, davalı tanıkları ise davacının durumu 2001 yılından beri bildiğini ifade etmişlerdir.
Ne varki, mahkemece neden davacı tanıklarının ifadelerine değer verilmediği ve davalı tanık ifadelerine değer verilerek sonuca gidildiği karar yerinde tartışılmamış ve gerekçelendirilmemiştir.
Hal böyle olunca, davacının temliki işlemi öğrendiği tarihin duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması yanların bu yönde bildirecekleri delillerin toplanması, toplanan delillerle birlikte değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, sadece davalı delillerine değer verilerek, yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/05/2007
NUMARASI : 2004/475-2007/438
Taraflar arasında görülen davada;
Dava, 73 yaşında ve okuma-yazma bilmediğini, davalı oğlu K.ın kendisine sağlık karnesi alacağı ve imzası gerektiği şeklinde kandırıp, çekişme konusu 160 ada 12 parsel sayılı taşınmazdaki paylarının davalılar M.ve M..satış şeklinde temlikini sağladığını, ancak bu davalıları tanımadığı gibi davalıların daha sonra satın aldıkları payları davalı K.".devrettiklerini ileri sürerek, iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalılardan K., bir yıllık hak düşürücü sürenin geçerildiğini, taşınmazların borçtan dolayı satıldığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil isteğinde ilişkin olup, davacı temliki işlemi yeni öğrendiğini bildirerek, eldeki davayı açmıştır.
Davacının, çekişmeli 12 nolu parseldeki 1500/2400 payından 962/2400 payı 4.5.2001 tarihinde davalı M.ya, kalan 538/2400 payını da 9.8.2001 tarihinde diğer davalı M.e satış suretiyle temlik ettiği, M. ve M.in anılan payları 7.4.2004 tarihinde davacının oğlu olan diğer davalı K.. devrettikleri, davanın ise 18.5.2005 tarihinde açıldığı kayden sabittir.
Uyuşmazlık, davanın Borçlar Yasasının 31.maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasında toplanmaktadır.
Bilindiği gibi, anılan yasa hükmünde öngörülen bir yıllık süre, hileye maruz kalan kimsenin bunu öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar ve davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarih esas alınır. Ancak, diğer taraf, öğrenmenin bu tarihde değil de daha önce olduğunu iddia ederse, o takdirde bu iddiasını kanıtlamak zorundadır.
Somut olayda, davacı tanıkları, davacının satışı 2004 yılında öğrendiğini bildirmişler, davalı tanıkları ise davacının durumu 2001 yılından beri bildiğini ifade etmişlerdir.
Ne varki, mahkemece neden davacı tanıklarının ifadelerine değer verilmediği ve davalı tanık ifadelerine değer verilerek sonuca gidildiği karar yerinde tartışılmamış ve gerekçelendirilmemiştir.
Hal böyle olunca, davacının temliki işlemi öğrendiği tarihin duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması yanların bu yönde bildirecekleri delillerin toplanması, toplanan delillerle birlikte değerlendirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, sadece davalı delillerine değer verilerek, yazılı biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 5.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.