10. Hukuk Dairesi 2016/6082 E. , 2016/7671 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünülüp aşağıdaki karar tespit edildi.ar tespit edilmiştir.
Davacı, 10.01.2002-15.12.2009 tarihleri arasında davalı nezdinde şoför ve hamal olarak kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, kurum tespit tutanağı ve tanık beyanları dikkate alınarak 30.1.2003-15.12.2009 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmiş ise de, mahkemenin hükmü eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun “Prim Belgeleri” başlığını taşıyan 79. maddesinin onuncu fıkrasında, yönetmelikle belirlenen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları, Kurumca saptanamayan sigortalıların, çalıştıklarını, hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak (5) yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilâm ile kanıtlayabildikleri takdirde, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayılarının göz önünde bulundurulacağı açıklanmış olup, anlaşılacağı üzere, çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. Fıkrada öngörülen hak düşürücü süre uygulamasında, hizmetin ara vermeksizin kesintisiz gerçekleştiği durumlarda, çalışmanın sona erdiği (işten çıkış yapıldığı) yılın sonuna karşılık gelen 31 Aralık gününden başlayarak (5) yıllık sürenin hesaplanması gerekmektedir.
Dosya kapsamından, (46167) sicil nolu ... işyeri 2.4.1979 tarihinde kapsama alındığı, 30.4.2004 tarihinde kapsamdan çıktığı, davacı ile birlikte çalışan 10 kişinin davalı kuruma şikayet ettikleri, Kurum tarafından yapılan tespitte davacı ile birlikte 10 kişinin çalışırken tespit edildiği, durum tespit tutanağında davacının
işe başladığı tarihin 30.01.2003 olarak belirtildiği, tutanağın davacı ve davalı ... tarafından imzalandığı, davalı Kurum tarafından davacıya hitaben yazılan yazıda (46167) sicil sayılı işlem gören ... ve Derviş Belli ortaklığına ait “Kargo İşletmesi” işyerinde (22.9.2006-23.3.2007) tarihleri arası sigortalı çalışması olduğunun tespit edildiği, dinlenen davacı tanığı ... davacının 2000 yılında başladığı 6 yıl çalıştığını, diğer tanık Yusuf Yarım (2000-2007) döneminde 7 yıl kadar birlikte çalıştıklarını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; davacının çalışma süresinin belirlenebilmesi amacıyla; öncelikle, tespit istenen dönemde bordrolu çalışan bulunmadığından, Kurumca davacı ile birlikte çalıştığı tespit edilen çalışanlardan yeteri kadarının resen tespit edilerek çalışmanın konusu, sürekli, kesintili, mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında beyanları alınarak, tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli, beyanları diğer yan delillerle desteklenmelidir. Bu amaçla, tanıkların, davalı Kurumdan, hizmet döküm cetvelleri celp edilerek elde edilen bilgilerin ifadelerde belirtilen olgularla örtüşüp örtüşmediği de irdelenmelidir. Mahkemece, bu belirtilen eksiklikler incelenirken, öncelikle hizmetin sona erdiği tarihin kurum tespiti olan 23.3.2007 tarihi mi yoksa talep konusu olan 15.12.2009 tarihi mi olduğu belirlenerek hak düşürücü süre değerlendirilerek varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.