4. Hukuk Dairesi 2011/856 E. , 2011/2683 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/04/2008 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 24/11/2010 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma gereğince karar verilmiş olmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; dava, haksız eylem nedeni ile kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem tümden reddedilmiş; karar, davacının temyizi üzerine Dairemizin 30.03.2010 gün ve 2009/7880-2010/3642 sayılı kararı ile davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş; bozmaya uyularak istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat ödetilmesini isteyebilir. Yargıç, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Tutarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel durum ve koşulların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde nesnel (objektif) olarak göstermelidir. Çünkü yasanın takdir hakkı verdiği durumlarda yargıcın, hukuk ve adalete uygun (hak ve nasfetle) karar vereceği Medeni Yasa"nın 4. maddesinde belirtilmiştir. Takdir edilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayın tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir edilen 3.500,00 TL manevi tazminat fazladır. Daha alt düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın bozulması gerekirse de belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası"nın 438/7. maddesi gereğince, davacı yararına 2.000,00 TL manevi tazminat takdir olunmak suretiyle, kararın düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle hüküm fıkrasının ikinci paragrafında yer alan “...3.500.-...” biçimindeki sayı dizisinin silinerek yerine “...2.000,00...” sayı dizisinin yazılmasına; harç alınmasına ilişkin dördüncü paragrafının tümden silinerek yerine dördüncü paragraf olarak “Kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan 118,80TL karar harcı davacıdan alınan 135,00 TL peşin harçtan indirilerek fazla alınan 16,20 TL"nin karar kesinleştiğinde ve isteği durumunda davacıya geri verilmesine,” biçimindeki tümcesinin yazılmasına; davacı yanca yatırılan harcın davalıya ödetilmesine ilişkin yedinci paragrafında yer alan “...135.-...” ve “...149.-...” biçimindeki sayı dizilerinin ayrı ayrı silinerek yerlerine sırası ile “...118,80...” ve “...132,80...” sayı dizilerinin yazılmasına; yargılama giderlerinin paylaştırılmasına ilişkin sekizinci paragrafında yer alan “...66,50.-...” biçimindeki sayı dizisinin silinerek yerine “...38,00...” sayı dizisinin yazılmasına; öteki temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu biçimi ile ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/03/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.