Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/2970
Karar No: 2008/5508

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/2970 Esas 2008/5508 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, kayden paydaşı oldukları bir taşınmazda davalının ev yapmak, ağaç ve zeytin fidanı dikmek suretiyle müdahale ettiği iddiasıyla elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinde bulunmuştur. Davalı ise taşınmaza kadastro tespitinden önce ev yaptığını ve oturduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkeme, davalının yaptığı müdahalenin iyiniyetli olmadığını ve davaların kabulüne karar vermiştir. Ancak, kısa karar ile gerekçeli kararda çelişki olması ve gerekçeli kararın daha sonra yazılması nedeniyle karar HUMK'nun 428. maddesi gereğince bozulmuştur. Kararda, HUMK'nun 376, 388 ve 389. maddelerine değinilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2008/2970 E.  ,  2008/5508 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : DÜZİÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/04/2007
    NUMARASI : 2004/151-2007/160

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacılar, asıl ve birleşen davalarında, kayden paydaşı oldukları 1413 parsel sayılı taşınmaza davalının ev yapmak , zeytin fidanı ve ağaç dikmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerinde bulunmuşlardır.
    Davalı, çekişme konusu taşınmaza kadastro tespitinden önce ev yaptığını ve 30 yıldır oturmakta olduğunu ve sürekli olarakda ağaç diktiğini, malik olduğunu düşünerek hareket ettiğini belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının açtığı ve retle sonuçlanın temliken tescil dava dosyası ile davalının çekişmeli taşınmaz üzerine ev yapmak, ağaç ve zeytin fidanları dikmek hususunda iyiniyetli olmadığının sabit hale geldiği gerekçesiyle, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                                                                     -KARAR-
    Dava ve birleşen dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve HUMK.nun 376. maddesine göre; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne varki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde HUMK.nun 389. maddesine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek kısa kararda hüküm kurulmadığı halde gerekçesile kararda "... Birleştirilen dava ile bu davada; davalının, dava konusu taşınmaz üzerine yaptırdığı ev ile diktiği ağaçlar ve zeytin fidanlarının asgari levazım bedelleri hususunda yetkili ve görevli hukuk mahkemesinde dava açmaktan muhtariyetine..." şeklinde karar verilmek suretiyle kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir. Hal böyle olunca, hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 1.5.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi