11. Hukuk Dairesi 2017/4899 E. , 2019/1871 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/03/2016 tarih ve 2015/531-2016/230 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri olan davalıların şirket ortaklarından 10.06.2003-17.06.2003 tarihleri arasında tahsil etmiş oldukları apel borçlarının aynı gün yine şirket ortağı olan dava dışı Telsim A.Ş. ve Rumeli Telekom A.Ş’ye aktarıldığını, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, gerçekte adı geçen bu ortaklardan apel borcunun tahsil edilmediğini, kaydi işlem ile tahsil edilmiş gibi gösterildiğini ileri sürerek, ıslah ile artırılmış olarak 4.500.000,00 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı ... dışındaki diğer davalılar vekilleri ayrı ayrı davanın reddini istemiştir.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada mahkemece, iddia savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 10.06.2003-17.06.2003 tarihleri arasında davacı şirket hissedarlarından sermaye borcu olarak tahsil edilen 4.500.000 TL"nin, davacı şirketin ticari ilişki içerisinde bulunduğu, şirket hissedarları olan Telsim A.Ş, Rumeli Telekom A.Ş"ye aktarıldığı, YK üyesi ..., YK üyeliğinden 21.05.2003 tarihinde istifa ettiği, yerine 21.05.2003 tarihinde davalı İhsan ... seçildiği, 21.05.2003 tarihli 38 sayılı YK üyeliğine seçilmesine ilişkin kararda adı geçen davalının imzasının bulunduğu, bu şekliyle atama kararını kabul ve teyit ettiği, davalı İhsan ..."ın TTK"nın 315. maddesi hükmü gereğince YK üyesi seçildiği tarihte görev ve sorumluluğunun başladığı, TTK"nın 337 maddesi hükmü gereğince kendisinden önce gerçekleşen usulsüzlükleri denetçilere bildirmekle yükümlü olduğu, buna karşın bu yükümlülüğünü yerine getirdiğini ispat edemediği, davalının kusur ve sorumluluğunun bulunduğu
anlaşıldığı gerekçesiyle 4.500.000,00 TL"nin 17/06/2003 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı İhsan ..."dan tahsiline, diğer davalılar yönünden mahkemece verilen red kararı kesinleştiğinden bu davalılar açısından yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacıdan harç alınmasına yer olmadığına, 06/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.