Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/639
Karar No: 2019/2577
Karar Tarihi: 12.03.2019

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/639 Esas 2019/2577 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2019/639 E.  ,  2019/2577 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Vakıf Senedi Değişikliğinin Tescili

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün Vakıflar Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    K A R A R
    Dava dilekçesinde, vakıf senedinin 7,11,12 ve 24.maddelerinde yapılan değişikliğin tescili istenilmiş; Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dava, 22.01.2004 tarihli ve 25361 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Dernek Ve Vakıfların Kamu Kurum Ve Kuruluşları İle İlişkilerine Dair Kanun"a uyum amacıyla vakıf senedinde yapılan değişikliklerin tescili istemine ilişkindir.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 101. maddesine göre vakıf, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluğu olduğu, aynı Kanunun 102. maddesi gereği vakıf kurma iradesinin, resmî senetle veya ölüme bağlı tasarrufla açıklanacağı, vakfın yerleşim yeri mahkemesi nezdinde tutulan sicile tescil ile tüzel kişilik kazanacağı; 1512 sayılı Noterlik Kanunu"nun 89. maddesinde ise, vakıf senedinin düzenleme şeklinde yapılması gerektiği yapılacak değişikliğin de aynı usule tabi olduğu hükme bağlandığından; vakıf senedinde yapılması istenilen değişiklik de resmi senetle, diğer bir deyimle noterde re’sen düzenleme şeklinde yapılmalıdır.
    Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında, vakıf hukukunda aslolan vakıf senedinde yansıyan kurucu iradenin –yasaların buyurucu hükümlerine aykırı olmamak koşuluyla- çok önemli bir sebep bulunmadığı takdirde olduğu gibi korunması yani vakfedenin arzusuna ve iradesine aykırı düşecek şekilde değişiklik yapılmaması kabul edilmiştir. Eğer durum ve şartlardaki gelişmeler vakıf senedindeki değişikliği zorunlu hale getiriyor ise ancak o zaman vakfedenin amacına ve iradesine açıkça ters düşmeyecek şekilde değişiklik mümkündür.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu; dava konusu vakfın ... 1.Noterliğinin 13.2.1992 tarihli 10386 yevmiye numaralı vakıf kuruluş senedine istinaden tecil edildiği, vakıf senedinde ... 7.Noterliğinin 01.10.2004 tarihli ve 26677 yevmiye numaralı düzenleme şeklinde noter senedi ile "Kurucular Kurulu" başlıklı VII.maddesi, "Yönetim Kurulu" başlıklı XI.maddesi, "Yönetim Kurulu Başkanı Ve Temsil" başlıklı XII.maddesi, "Vakfın Kurucuları" XXIV.maddesi ile Geçici 1.maddesinde değişiklik yapıldığı, değişikliklerin ortak noktasının vakfın kurucular kurulu üyesi olan ... Valiliği, ... Belediyesi, ... Ticaret ve Sanayi Odası ile Özel ... Koleji Eğitim Tesisleri A.Ş"nin vakıf senedinden çıkartılması olduğu, ayrıca değişiklik senedinin tasdiki yanında hüküm fıkrasında vakıf kuruluş senedinin 4.maddesi sonunda yer alan "M.K.nun 46.maddesi" tabirinin "48.madde " olarak 903 sayılı Kanun"un da "Türk Medeni Kanun"un" olarak değiştirilip tastikine karar verildiği anlaşılmaktadır.
    1. 5072 Sayılı Yasanın "Temel İlkeler" başlığını taşıyan 2. maddesinin "kamu görevlileri görev ünvanlarını kullanarak vakıf organlarında görev alamaz" hükmünü içeren (d) bendi uyarınca vakfın kuruluş senedinde yer alan kamu görevlileri vakıf senedinden çıkartılarak değiştirilmiş ve yapılan değişiklikler mahkemece tescil edilmiş ise de, 21.09.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5234 Sayılı Yasa"nın 24. maddesi ve 5072 Sayılı Yasanın 1. maddesinde öngörülen süre 31.12.2005 tarihine kadar uzatılmış ve eklenen Geçici 2. madde ile 5072 Sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan vakıflarda senetlerindeki kamu görevlilerinin unvanlarını kullanma hakları saklı tutulmuştur. Dava konusu vakıf, anılan yasanın yürürlük tarihinden önce kurulduğu için, kuruluş senedindeki kamu görevlilerinin görev unvanlarını kullanma hakkının saklı tutulduğunun kabulü gerekir. Kamu görev unvanlarının senet metninden çıkartılması kurucu iradeye aykırı düşecektir. Oysa kurucu irade, kurucular kurulu, yönetim kurulunun oluşumunda kişiyi değil, görev unvanlarını esas almıştır. 5072 Sayılı Yasa"nın Geçici 2. madde hükmü de bu amaçla düzenlenmiş bulunmaktadır. Açıklanan tüm bu nedenlerle vakıf senedinin VII/a, XI/2, XII, XXIV/A ve Geçici 1.maddelerinde yapılan sözkonusu değişikliklerin reddi yerine kabulüne karar verilmesi,
    2. Kurucular kurulunun oluşumuna dair VII.maddenin "c" bendinde yer alan "Vakıf kurulduktan sonra kurucular kurulu üyeliğine kabul edilenler" olarak hükme bağlanmış iken, yapılan değişiklik ile "Kurucular kurulu, ekli listede yer alan gerçek kişiler ile kurucular kurulu tarafından 01.01.2002 tarihine kadar üyeliğe kabul edilenlerden oluşur" şeklinde sabit hale getirilmek suretiyle değiştirilmiştir.
    Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan vakıflarda üyelik olmayacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 101.maddesinin üçüncü fıkrası, karar tarihinden sonra temyiz aşamasında 28.06.2008 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanan 17.04.2008 tarihli ve 2005/14-2008/92 sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğinden, vakıf senedinin 7. maddesinde vakfa yeni üye alınamayacağına dair değişikliğin kurucu irade de dikkate alınarak ve Vakıflar Genel Müdürlüğünün görüşü alınmak suretiyle yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
    Kabule göre de;
    3. Mahkemece, senet değişikliği ile ilgili olarak vakfın yetkili kurulunda alınan karar uyarınca, noterde düzenlenen değişiklik senedinin tarih ve yevmiye numarası yazılarak tesciline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, mahkemece yapılan değişikliklerin dışında doğrudan "...vakıf kuruluş senedinin 4.maddesi sonunda yer alan "M.K.nun 46.maddesi" tabirinin "48.madde " olarak 903 sayılı Kanunun da "Türk Medeni Kanunun" olarak değiştirilip tastikine..." suretiyle vakfın senedinde ilave değişikliğe karar verilmesi ve "değişikliklerin tescili" yerine Kanun"da yeri olmayan "tasdikine" şeklinde hüküm kurulması,
    4. Anayasa Mahkemesinin 20/1/2016 tarihli ve 2013/7114 başvuru numaralı kararında da belirtildiği üzere, kararda temyiz süresinin hatalı gösterilerek hukuki belirsizliğe yol açılması, Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edilmesi sonucunu doğurmaktadır. 6100 sayılı HMK’nin 297/1-ç ve Anayasanın 40. maddelerine göre de kararda kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin açıkça gösterilmesi gerekmektedir.
    Türk Medeni Kanunu"na Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzüğün 5.maddesinde mahkemenin, tescile ve tescil isteminin reddine ilişkin olarak verdiği kararı, senetle birlikte Vakıflar Genel Müdürlüğüne re"sen tebliğ edeceği; Türk Medeni Kanunu"nun 103. maddesinde ise, mahkemenin verdiği karar tebliğ tarihinden başlayarak bir ay içinde başvuran veya Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temyiz edilebileceği hükme bağlanmıştır.
    Yukarıda açıklanan mevzuat hükümleri ve Anayasa Mahkemesi’nin kararı ışığında Mahkemenin kanun yolunu ve süresini taraflara doğru gösterme yükümlülüğü göz önüne alındığında temyiz süresinin kararın tebliğinden itibaren bir ay yerine onbeş gün olarak gösterilmesi,
    Doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca
    BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi