17. Hukuk Dairesi 2016/2042 E. , 2016/2307 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına dair ek kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkili şirkete kasko sigortası ile sigortalı olan aracın seyir halinde iken davalı kuruma ait olup açıkta bırakılan rögar kapağına çarparak hasarlandığını, araçta meydana gelen hasar bedelinin sigortalıya ödendiğini, davalı kurumun kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu belirterek 11.033,00 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; idari yargının görevli olduğunu ve husumetin yapım işi ihalesini alan şirkete yöneltilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; iddia, savunma ve toplanan delillere göre; idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine karar verilmiş olup hükmün kesinleşmesinden sonra süresinde görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği gerekçesiyle ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re"sen) dikkate alınması zorunludur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-b. maddesinde yargı yolunun caiz olması dava şartları arasında sayılmıştır. Yine kanunun 115/2. maddesinde ise mahkemece dava şartı noksanlığının tespiti halinde davanın usulden reddine karar verileceği hüküm altına alınmıştır.
Kanunun 20. maddesinde ise mahkemece verilen görevsizliklik ve yetkisizlik kararları üzerine süresinde dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesinin talep edilmemesi halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği belirtilmiştir.
Bilindiği üzere hukuk sistemimizde adli yargı, idari yargı, askeri yargı gibi çeşitli yargı kolları bulunmakta olup her yargı kolu kanunlarla kendisine verilen görevlerini mahkemeler aracılığıyla yerine getirmektedir.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler birlikte nazara alındığında adli yargı mahkemelerinde açılan bir davanın adli yargının görev alanına girmediğinin anlaşılması halinde yargı yolu bakımından eksiklik olduğundan artık mahkemece verilmesi gereken karar 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 20. maddesi kapsamında görevsizlik kararı olmayıp 114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi kararı olmalıdır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 20. maddesi, adli yargı kolunda bulunan mahkemelerin kendi aralarındaki görevsizlik ve yetkisizlik hallerinde uygulanması gereken bir hükümdür.
Somut olayda, mahkemece idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine, yargı yolu bakımından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararın kesinleşmesi üzerine mahkemece, süresinde görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi istenilmediği gerekçesiyle ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/1-b ve 115/2. maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmekle yetinilmesi gerekirken ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Öte yandan mahkemece idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle dava dilekçesinin reddine dair verilen karar, taraflarca temyiz edilmeyerek kesinleştiğinden mahkemece verilen ilk karar hakkında değerlendirme yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile davanın açılmamış sayılmasına dair 08.10.2014 tarihli ve 2012/356 Esas-2014/47 Karar sayılı ek kararın BOZULMASINA, 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.