Esas No: 2020/7537
Karar No: 2022/4274
Karar Tarihi: 01.06.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/7537 Esas 2022/4274 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi, Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.'nun davalı bir şirkete kullandırdığı ve borcun ödenmemesi üzerine takip başlatılan 2.377.766 TL'lik kredi sözleşmesi ile ilgili açılan davada, dava konusu takip kapsamında % 30 temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi talebinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ve faiz oranının aralarında imzalanan kredi genel sözleşmesinin 12. maddesi uyarınca belirlendiğini tespit ederek asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verdi. Davacı banka vekili, verilen karara istinaf yoluyla başvurdu ancak Bölge Adliye Mahkemesi istinaf istemini esastan reddetti. Karara yapılan temyiz başvurusu sonucunda Yargıtay, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek, kararın onanmasına karar verdi. Kanun maddeleri ise şöyle:
- TTK'nın 8/1. maddesi, ticari işlerde faiz oranının serbestçe kararlaştırılabileceğini belirtmektedir.
- TBK'nın 88/2. ve 120/2. maddeleri, ticari krediler dahil temerrüt faiz oranının avans faizi oranının % 100'ünden fazla olamayacağını ve faiz oranının hakkaniyete ve hukuka uygun orana çekilmesi gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.12.2018 tarih ve 2017/144 E- 2018/950 K. sayılı kararın birleşen davada davacı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 06.10.2020 tarih ve 2019/417 E- 2020/921 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi birleşen davada davacı banka vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü hazır bulunan asıl davada davacı birleşen davada davalı vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili; müvekkilleri ile davalı banka arasında kredi sözleşmesi imzalandığı, ekonomik bir takım sıkıntılar nedeni ile davacıların ödemelerini zamanında yapamamış olduğunu ve haklarında icra takibine geçildiğini, dava konusu takip kapsamında % 30 temerrüt faizi ve % 5 gider vergisi talep edildiğini, bu faiz oranlarının usul ve yasaya aykırı olduğunu, 6095 sayılı Borçlar Kanunu'nun 88 ve 120. maddelerine göre ticari krediler dahi temerrüt faiz oranının avans faizi oranının % 100'ünden fazla olamayacağını, faiz oranının hakkaniyete ve hukuka uygun orana çekilmesi gerektiğini ileri sürerek % 39 olan temerrüt faizinin yasaya uygun hale getirilerek % 19 olarak belirlenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; açılan davayı kabul etmediklerini, davacıların kredi sözleşmesini müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borçlunun ödemelerini aksatması üzerine ihtarname keşide edilip davacı kefiller hakkında takip başlatıldığını, kredi genel sözleşmesinin 6. ve 12. maddelerindeki düzenleme gereği davalının tarafların anlaşarak imzaladıkları sözleşmeye göre temerrüt faizi ve oranını belirleme hakkının olduğunu, ticari işlerde temerrüt faiz oranının serbestçe belirlenebildiğini, TBK'nın 88 ve 120. maddelerindeki düzenlemelerin ticari işler bakımından uygulanabilirliği bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; davalıların takibe itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili; davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı banka ile asıl borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin tarafları ve niteliği itibari ile uygulanması gereken özel hüküm niteliğindeki TTK'nın 8/1. maddesi kapsamında ticari işlerde faiz oranı serbestçe kararlaştırılabileceğinden TBK'nın 88/2. ve 120/2. maddelerinin uygulanmasının söz konusu olmadığı, asıl davada davalı birleşen davada davacı bankanın uygulamış olduğu yıllık % 39 temerrüt faiz oranının taraflarca imzalanan kredi genel sözleşmesinin 12. maddesine uygun olarak belirlendiği tespit edilmekle yerinde görülmeyen asıl davanın reddine, müteselsil kefillerin ödenmeyen kredi borcundan kefalet limiti oranında ve kendi temerrütlerinin hukuki sonuçları ile sorumlu oldukları gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulü ile davalıların itirazının; davalı ... yönünden toplam 2.675.918,93 TL üzerinden, davalılar ... ve ... yönünden toplam 2.674.254,78 TL üzerinden iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa % 39 oranında temerrüt faizi ve bu faizin % 5 gider vergisi uygulanmak suretiyle ve Ankara 8. İcra Müdürlüğü'nün 2017/2170 Esas sayılı takip nedeniyle tahsilde tekerrür olmamak üzere takibin devamına, birleşen davada davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, % 20 İcra inkar tazminatının davacıya ödenmesine, takibin kötü niyetle yapıldığı kanıtlanamadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Karara karşı birleşen davada davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan 2.377.766,00 TL bedelli 60 ay vadeli eşit taksitli kredinin aylık faiz oranının %1,25 (yıllık % 15), temerrüt faizinin ise % 39 olarak belirtilerek asıl borçlu dava dışı şirkete kullandırıldığı, kredinin ilk iki taksitinin ödendiği, kalan taksitlerin ödenmemesi üzerine bankaca hesabın kât edildiği, bankacı bilirkişi tarafından taraflar arasında kararlaştırılan fiili akdi faiz oranı olan % 15 ile %39 temerrüt faizi ve 365 gün üzerinden yapılan hesaplama sonucunun dosya kapsamına uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, birleşen davada davacı banka vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin birleşen davada davacıdan alınıp birleşen davada davalılara verilmesine, davacı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O. harçtan muaf olduğundan ödediği temyiz ilam harcı ve temyiz başvuru harcının isteği halinde temyiz eden davacı Türkiye Vakıflar Bankası T.A.O.ya iadesine, 01/06/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.