Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/2930
Karar No: 2018/8578
Karar Tarihi: 03.05.2018

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/2930 Esas 2018/8578 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/2930 E.  ,  2018/8578 K.

    "İçtihat Metni"



    Kasten yaralamaya teşebbüs ve silahla tehdit suçlarından suça sürüklenen çocuk ...’nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/2-a, 35, 29 (iki kez), 31/3 (iki kez), 62. (iki kez) maddeleri gereğince 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2012 tarihli ve 2009/786 esas, 2012/574 sayılı kararı ve bu kararı müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/2-a, 35, 29 (iki kez), 31/3 (iki kez), 62. (iki kez) maddeleri gereğince 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/09/2017 tarihli ve 2017/161 esas, 2017/557 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14/03/2018 gün ve 94660652-105-34-13884-2017-KYB sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/03/2018 gün ve 2018/22435 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    1- Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2012 tarihli ve 2009/786 esas, 2012/574 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;
    Kayden 10/11/1991 doğumlu olup, atılı suçun işlendiği 09/08/2009 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, 5271 sayılı Kanun"un 231/8 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde 3 yıl denetim süresine tâbi tutulacağı gözetilmeden, 5 yıl denetim süresi belirlenmesinde,
    2- Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/09/2017 tarihli ve 2017/161 esas, 2017/557 sayılı kararı yönünden yapılan incelemede;
    Dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,

    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Kasten yaralamaya teşebbüs ve silahla tehdit suçlarından suça sürüklenen çocuk ...’nun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/2-a, 35, 29 (iki kez), 31/3 (iki kez), 62. (iki kez) maddeleri gereğince 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2012 tarihli ve 2009/786 esas, 2012/574 sayılı kararı ve bu kararı müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 86/2, 86/3-e, 106/2-a, 35, 29 (iki kez), 31/3 (iki kez), 62. (iki kez) maddeleri gereğince 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/09/2017 tarihli ve 2017/161 esas, 2017/557 sayılı kararının,
    Kayden 10/11/1991 doğumlu olup, atılı suçun işlendiği 09/08/2009 tarihinde 18 yaşını ikmâl etmediği anlaşılan suça sürüklenen çocuk ... hakkında, 5271 sayılı Kanun"un 231/8 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmesi hâlinde 3 yıl denetim süresine tâbi tutulacağı gözetilmeden, 5 yıl denetim süresi belirlenmesinde,
    Dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde,

    İsabet görülmediği gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II-Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar kurulurken denetim sürelerinin 3 yıl yerine 5 yıl olarak tayin edilmesinde isabet bulup bulunmadığının ve sabıkasız olan suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde yeni bir suç işlediğinden bahisle açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması sırasında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, TCK"nın 50/3. maddesi uyarınca anılan maddenin birinci fıkrasında düzenlenen seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine ilişkindir.
    III-Hukuksal Değerlendirme:
    5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309.maddesinin 1.fıkrasında “Hakim veya mahkeme tarafından verilen ve istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümde hukuka aykırılık bulunması halinde bu maddede düzenlenen olağanüstü yasa yoluna konu olabileceği belirtilmiştir.
    Y.C.G.K."nun 17.7.2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27.3.2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun yararına bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır.
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen kararda başkaca yeni hukuka aykırılıkların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
    Bu bağlamda;
    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında 09/08/2009 tarihinde gerçekleştirdiği iddia olunan kasten yaralamaya teşebbüs ve silahlı tehdit eylemleri nedeniyle 07/01/2010 tarihinde kamu davası açıldığı, yargılama sırasında suça sürüklenen çocuğun ilk savunmasının Bakırköy 4. Çocuk Mahkemesi"nin 2010/69 esas sayılı dosyası üzerinden 26/05/2010 tarihinde alındığı, anılan dosyanın daha sonra Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2009/786 esas sayılı dosyasıyla birleştirildiği ve yargılamanın bu dosya üzerinden devam ettiği, yargılama neticesinde Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2012 tarihli ve 2009/786 esas, 2012/574 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğunun TCK"nın 86/2, 86/3-e, 35, 29, 31/3, 62, 106/2-a, 29, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği,
    Bu yargılama sırasında suça sürüklenen çocuğun bildirdiği son adresin "Kıraç Mahallesi, Hürriyet Caddesi Çam Sokak No:11 Daire: 3 Esenyurt/İstanbul" olduğu, suça sürüklenen çocuğun yokluğunda verilen Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2012 tarihli ve 2009/786 esas, 2012/574 sayılı kararın "Kıraç Mahallesi, Hürriyet Caddesi Çam Sokak No:1 Daire: 3 Esenyurt/İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı ve suça sürüklenen çocuğun tanınmadığından bahisle 06/07/2012 tarihinde iade edildiği, bunun üzerine gerekçeli kararın aynı adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesi uyarınca tebliğe çıkarıldığı ve 23/08/2012 tarihinde anılan madde uyarınca tebliğ edildiği, kararın 11/09/2012 tarihi itibariyle kesinleştirildiği, suça sürüklenen çocuğun MERNİS adresinin araştırıldığına dair dosyada herhangi bir bilginin bulunmadığı,
    Suça sürüklenen çocuğun 28/10/2015 tarihinde işlediği kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu nedeniyle Büyükçekmece 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 09/11/2016 tarihli ve 2016/278 esas, 2016/618 sayılı kararıyla TCK"nın 109/2, 109/5, 110, 62 ve 51. maddeleri uyarınca neticeten 10 ay erteli hapis cezasıyla cezalandırıldığı ve bu kararın İstanbul İstinaf Mahkemesi 20. Ceza Dairesi"nin 06/01/2017 ve 2016/345 esas, 2017/38 sayılı kararıyla düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmek suretiyle kesinleştiği,
    İhbar üzerine yapılan yargılama neticesinde Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/09/2017 tarihli ve 2017/161 esas, 2017/557 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun TCK"nın 86/2, 86/3-e, 35, 29, 31/3, 62, 106/2-a, 29, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın istinaf kanun yoluna başvurulmaksızın 11/10/2017 tarihinde kesinleştiği,
    Suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle sabıkasız olduğu,
    Anlaşılmıştır.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35 maddesi 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasa ile yapılan değişiklik neticesinde aşağıdaki şeklini almıştır.
    "Madde 35 - Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
    (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
    (Değişik fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./11. md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
    (Değişik fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
    (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./9.mad.) Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır."
    Anılan Kanun"un 21. maddesi ise, 6099 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle;
    "Madde 21 - (Değişik madde: 06/06/1985 - 3220/7 md.)
    Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek fıkra: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    (Ek fıkra: 19/03/2003 - 4829 S.K./5. md.) Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki (Değişik ibare: 11/01/2011-6099 S.K./5.mad.) fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar." biçiminde düzenlenmiştir.
    7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10. maddesine göre tebligatın, öncelikle sanığın beyan ettiği, en son adrese yapılması, bu adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilip, bu adrese tebligatın yapılması, bilinen en son adres ile adres kayıt sistemindeki adres aynı ise mernis adresi olduğu belirtilmeksizin adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre normal tebligat çıkarılıp, çıkarılan tebligatın bila tebliğ iade edilmesi halinde, aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca adres kayıt sistemindeki adres bilinen en son adres olarak kabul edilerek, merci tarafından, tebligata, Tebligat Kanununun 23/1-8 ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16/2. maddesi hükümlerine göre, “Tebligat çıkarılan adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olduğundan, tebliğ imkansızlığı durumunda, tebligatın, Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre bu adrese yapılması” gerektiğine dair şerh düşülerek tebliğ işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 07.03.2017 tarihli ve 2015/8-268 esas ve 2017/124 sayılı, 17.01.2017 tarihli ve 2015/15-536 esas ve 2017/14 sayılı, 01.03.2016 tarihli ve 2015/3-599 esas ve 2016/99 sayılı kararlarında ayrıntıları açıklandığı üzere; Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi durumunda dava zamanaşımı, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihte durmaya başlayıp, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde yeni suç işlendiği veya denetimli serbestlik tedbiri yükümlülüklerine aykırı davranıldığı tarihte yeniden işlemeye başlayacaktır. Anayasanın 38/4 ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6/2. maddelerinde düzenlenmiş bulunan "masumiyet karinesi" gereğince suçluluğu kanunen sabit oluncaya kadar herkesin masum sayılacağı cihetle, hükmün açıklanabilmesi için denetim süresi içinde işlendiği ihbar olunan kasıtlı suçla ilgili mahkûmiyet kararının kesinleşmiş olması gözetilmelidir.
    Bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde somut olayda; suça sürüklenen çocuğunun TCK"nın 86/2, 86/3-e, 35, 29, 31/3, 62, 106/2-a, 29, 31/3 ve 62. maddeleri gereğince sırasıyla 5 gün ve 3 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/06/2012 tarihli ve 2009/786 esas, 2012/574 sayılı kararın, suça sürüklenen çocuğun bildirdiği "Kıraç Mahallesi, Hürriyet Caddesi Çam Sokak No:11 Daire: 3 Esenyurt/İstanbul" yerine, "Kıraç Mahallesi, Hürriyet Caddesi Çam Sokak No:1 Daire: 3 Esenyurt/İstanbul" adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın iade edilmesi üzerine de MERNİS adresi araştırması yapılmadan anılan adrese doğrudan Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre tebliğe çıkarılıp anılan madde gereğince tebliğ edildiği, bu nedenle tebligatın usule aykırı olduğu, kararın kesinleşmediği ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması nedeniyle belirlenen denetim süresinin başlamadığı, denetim süresi başlamadığı için dava zamanaşımını kesen son nedenin suça sürüklenen çocuğun ilk savunmasının olduğu, ilk
    savunmanın alındığı 26/05/2010 tarihine göre TCK"nın 66/1.e, 2 maddesinde anılan suçlar için öngörülen 5 yıl 4 aylık olağan dava zamanaşımı süresinin Bakırköy 11. Asliye Ceza Mahkemesinin 22/09/2017 tarihli ve 2017/161 esas, 2017/557 sayılı kararından önce gerçekleştiği anlaşılmıştır.
    Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir.
    Kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılması, yapılan açıklamalar ışığında olanaklı bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2) Kararda saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, Kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMEK üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 03/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi