Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu 15 parça taşınmazın ortak miras bırakan G.Z...adına kayıtlı iken, davalının kendisini tek mirasçı gibi gösteren veraset ilamına dayanarak taşınmazları üzerine intikal ettirdiğini, anılan verasetin mahkeme kararıyla iptal edildiğini ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptalini ve miras bırakan adına tescilini istemiş, Dairenin iştirakin sağlanmasına yönelik bozma kararı üzerine terekeye mümessil tayin edilerek dava mümessil aracılığı ile sürdürülmüştür.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, miras bırakanın tek mirasçısının davalı olmadığı, davacı ile başka mirasçılarının da bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, taşınmazların davalı adına olan tapu kayıtlarının iptaliyle miras bırakan adına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.04.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat B.S.geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verilen ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi .tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, ketmi vereseden kaynaklanan yolsuz tescilin iptali isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, davaya konu 15 parça taşınmazın miras bırakan G. Z.adına kayıtlı iken; bir kısmının 19.4.2002 tarihinde, kalanların da 29.8.2003 tarihinde intikal suretiyle davalı adına tescil edildiği, intikale esas olan ve davalıyı tek mirasçı gibi gösteren 2002/466 esas sayılı veraset ilamının, taraflar arasında görülen 2004/724 esas sayılı dava sonucunda iptaline karar verildiği ve derecattan geçerek kesinleştiği, böylece miras bırakan G. Z.’nun mirasçıları arasında davalı ile birlikte davacının ve dava dışı mirasçılarının bulunduğunun saptandığı, terekeye mümessil tayini yoluyla da davada taraf teşkilinin tamamlandığı anlaşıldığına göre, davanın kabul edilmesinde kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine..Ne var ki, tüm mirasçıların payları oranında adlarına tescile karar verilmesi gerekirken, şahsiyetin ölümle son bulacağına ilişkin Türk Medeni Kanununun 28. maddesi hükmü ve ölü kişi adına sicil oluşturulamayacağı ilkesi göz ardı edilerek taşınmazların miras bırakan adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına ve alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.