23. Hukuk Dairesi 2018/1358 E. , 2020/2110 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davalarının bozma kararına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik verilen hükmün asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl davada davalı-karşı davada davacı şirket vekili Avukat ...ile davacı karşı davalı şirket vekili Avukat ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkilince taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklanan edimlerin eksiksiz olarak yerine getirildiğini, ancak hizmet bedelinin ödemediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 20.000,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah yoluyla talebini 129.125,61 TL’ye arttırmıştır.
Asıl davada davalı, hizmet sözleşmesi ilişkisinin tarafların karşılıklı mutabakatı ile 31.10.2009 tarihi itibariyle sona erdirildiğini, davacı şirketin pek çok çalışanının müvekkili şirket bünyesinde çalışmaya devam ettiğini, dava dışı işçilerin ücret ve diğer alacaklarının, müteselsil sorumluluk gereği, davacının bilgisi ve onay ile müvekkili tarafından ödendiğini, bu nedenle davacının müvekkilinden bir alacağı kalmadığını savunarak, asıl davanın reddini istemiş, açtığı karşı davada ise dava dışı işçilere yapılan ödemeler nedeniyle 9.000,00 TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, anılan meblağın davalıdan tahsilini istemiştir.
Karşı davada davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 129.125,61 TL’nin davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine dair verilen kararın, davalı-karşı davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 17.03.2014 tarihli ve 2013/9129 E. - 2014/1956 K. sayılı ilamıyla, hükme esas alınan bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, tarafların iddia, savunma ve delilleri üzerinde durularak, iş mevzuatı ve bu alandaki uygulamaları bilen bir bilirkişiden rapor alınıp, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek, davalı-karşı davacı yararına bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, İş Kanunu hükümleri uyarınca, tarafların dava dışı işçilere karşı asıl işveren-alt işveren olarak sorumlu oldukları, SGK kayıtlarına göre hizmet ilişkisinin 31.10.2009 tarihi itibariyle sona erdiği ve işçilerin çıkışlarının verildiği, davalı asıl
işveren tarafından yapılan SGK ödemeleri ile birlikte kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanan 10 işçiye yapılan ödemeler mahsup edildiğinde, davacının bakiye alacağının 98.270,05 TL olarak hesap edildiği gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile anılan meblağın davalıdan tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davalı-karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davada davalı-karşı davada davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunan asıl davada davacı-karşı davada davalı yararına takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl davada davalı-karşıda davada davacıdan alınarak, asıl davada davacı-karşı davada davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.