9. Hukuk Dairesi 2021/5767 E. , 2021/9974 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili ile davalılardan ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili özetle, müvekkilinin davalı ..."na ait okul işyerinde 1998 yılı Eylül ayından 03/11/2014 tarihine kadar temizlik görevlisi olarak çalıştığını, iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini iddia ederek; kıdem tazminatı, genel tatil ücreti, fazla çalışma ücreti ve yıllık izin ücreti alacaklarının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalıların Cevap Özeti:
Davalı ... vekili özetle, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, davacının 01/10/2012-03/11/2014 tarihleri arasında çalıştığını, kıdem tazminatının ödendiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanılan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın davalı ... vekili tarafından temyizi üzerine karar, Yargıtay (Kapatılan) 22. Hukuk Dairesi’nin 2016/27345 esas, 2020/1103 karar sayılı ilamıyla özetle ve sonuç olarak;
“1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Taraflar arasında davacının davalı işyerindeki hizmet süresi konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş hukukunda çalışma olgusunu ve hizmet süresini ispat yükü, bunu iddia eden işçiye düşer. Çalışma olgusu her türlü delille kanıtlanabilir. Çalışmanın ispatı konusunda, Sosyal Güvenlik Kurumu ve işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Özellikle iddia edilen çalışma döneminde Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarındaki işverenlerin araştırılması ve kayden görünen işverenlerle işçi arasında iş görme ediminin yerine getirilip getirilmediği, kaydın ne şekilde oluştuğu araştırılmalıdır.
İşçinin çalışma olgusunun tespitinde işyerinde veya komşu işyerinde çalışanların tanıklığı önemli olduğu gibi tanık olarak dinlenecek kişinin tanıklığına güveni etkileyebilecek bir durumun olup olmadığı da araştırılmalıdır. Tanıklar belirli bir dönem çalışmışlarsa ve başkaca delil yok ise beyanlarının belirtikleri dönemle sınırlandırılması gerekir.
Somut olayda, davacı işçi, davalı Bakanlığa ait okul işyerinde 1998 yılı Eylül ayından 03/11/2014 tarihine kadar çalıştığını ileri sürmüştür. Mahkemece davacının 01/01/1999 tarihinde çalışmaya başladığı kabulü ile dava konusu alacaklara hükmedilmiş ise de dosya kapsamındaki kayıt ve belgeler ile taraf tanık beyanlarına göre davacının 01/01/1999-01/01/2003 tarihleri arası dönemdeki çalışmasına ilişkin davacı tanığı ...’in beyanları dışında delil bulunmadığı, anılan tanığın söz konusu dönemde işyerinde çalışıp çalışmadığının tespit edilemediği anlaşılmış olup öncelikle davacı tanığı ...’in Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları temin edilerek 01/01/1999-01/01/2003 tarihleri arası dönemde davalı işyerinde çalışıp çalışmadığı açıklığa kavuşturulmalı, çalışmadığı tespit edildiği takdirde davacının 01/01/2003 tarihinde davalı işyerinde çalışmaya başladığı kabul edilmeli ve sonucuna göre dava konusu alacaklar yeniden hesaplanmalıdır. Eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
3-4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davalı tarafça ibraz edilen 19/06/2012 tarihli imzalı izin talep belgesi, davacının dava dilekçesinde 2013 ve 2014 yıllarında toplam 20 gün izin kullandığına dair ikrarı değerlendirilmeksizin davacının çalıştığı sürece hiç izin kullanmadığı kabul edilerek yıllık ücretli izin alacağına hükmedilmesi hatalı olup mahkemece davanın aydınlatılması ödevi çerçevesinde davacının bu konudaki beyanları da alınarak sonucuna göre yıllık ücretli izin alacağı hesaplanması gerekirken, belirtilen hususlar yerine getirilmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile verilmiş olan karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 26. Maddesi “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca taleple bağlılık kuralına aykırı olarak talepten fazlasına karar verilmesi usule aykırıdır.
Somut olayda davacı işçi davalı işyerinde yaz tatillerinde 08.00-17.00 saatleri arası çalıştığını belirttiği halde mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla mesaisi davacının talebi aşılarak yaz tatillerinde de 07.00-19.30 saatleri arası çalıştığı kabulü ile hesaplandığı anlaşılmıştır. Hal böyle iken, dava konusu fazla çalışma ücreti alacağının, dava dilekçesinde yaz tatillerinde belirtilen çalışma düzeni dikkate alınarak hesaplanması gerekirken davacının talebi aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
5-Somut uyuşmazlıkta müştereken ve müteselsilen sorumlu olan iki davalı bulunmasına karşın müştereken ve müteselsilen sorumluluğun kıdem tazminatı dışındaki alacaklar yönünden hüküm yerinde açıkça belirtilmemesi ve mahkemece harç ve avukatlık ücreti yönünden tek davalı varmış gibi infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.” gerekçeleriyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı ... ve davacı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... ve davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; fazla çalışma ücretinin hesabında, davacının yaz dönemi haricinde 07:00-19:30 saatleri arasında çalıştığı sabit olmasına rağmen yaz dönemi haricindeki çalışmanın 07:00-19:00 saatleri arasında kabul edilmesi hatalıdır. Dava dilekçesindeki taleple bağlı kalınarak, davacının işyerinde yaz tatillerinde 08.00-17.00 saatleri arasında çalıştığı, diğer aylarda ise 07:00-19:30 saatleri arasında çalıştığı kabul edilerek, fazla çalışma ücretinin yeniden hesaplanması için hükmün bozulması gerekmiştir.
3-492 sayılı Harçlar Kanunu uyarınca harçtan muaf olan davalı ... aleyhine harca hükmedilmesi isabetsizdir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacı tarafa iadesine, 07/06/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.