
Esas No: 2016/2591
Karar No: 2016/7593
Karar Tarihi: 05.05.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/2591 Esas 2016/7593 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, uyulan bozma ilâmı sonrasında davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 01.07.2000 – 01.08.2003 döneminde davalı sigortalıya yersiz ödenen malûllük aylıklarının yasal faiziyle birlikte geri alınması için davacı Kurumca başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptaline ilişkin olarak 2005 yılında açılan davada mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, yalnızca asıl alacak bakımından istem kabul edilmiştir.
Yargılama aşamasında yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 96. maddesinin ilk fıkrasında, “Kurumca işverenlere, sigortalılara, isteğe bağlı sigortalılara gelir veya aylık almakta olanlara ve bunların hak sahiplerine, genel sağlık sigortalılarına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere, fazla veya yersiz olarak yapıldığı tespit edilen bu Kanun kapsamındaki her türlü ödemeler;
a) Kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmuşsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla on yıllık sürede yapılan ödemeler, bu ödemelerin yapıldığı tarihlerden,
b) Kurumun hatalı işlemlerinden kaynaklanmışsa, hatalı işlemin tespit tarihinden geriye doğru en fazla beş yıllık sürede yapılan ödemeler toplamı, ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren yirmidört ay içinde yapılacak ödemelerde faizsiz, yirmidört aylık sürenin dolduğu tarihten sonra yapılacak ödemelerde ise bu süre sonundan itibaren hesaplanacak olan kanunî faizi ile birlikte, ilgililerin Kurum"dan alacağı varsa bu alacaklarından mahsup edilir, alacakları yoksa genel hükümlere göre geri alınır.” hükmü öngörülmüş olup Kurumca gerçekleştirilen yersiz ödemelerin, davalının kasıtlı veya kusurlu davranışlarından doğmadığının belirlenmesine, mahkemece de bu olgunun varlığı benimsenmesine karşın yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan 96/1-(b) maddesi uygulanmayarak faiz yönünden istemin tümden reddedilmesi isabetsiz olduğu gibi, aylıklar toplamı olan asıl alacağın varlığı ve tutarı, icra takip ve dava tarihi itibarıyla belli ve sabit, dolayısıyla likit nitelikte olmasına karşın 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun takip tarihinde yürürlükte olan 67/2. maddesi gereğince, takibe haksız itiraz eden davalının, Kurum yararına hüküm altına alınan asıl alacak tutarının %40’ı oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmemesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.