17. Hukuk Dairesi 2014/9823 E. , 2016/2251 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, borçlu .. aleyhine yürütülen icra takibinde borca yeterli malvarlığı bulunamadığını, borçlunun annesi ..."ın mirasçısı olarak taşıma kooperatifindeki miras hissesinden davalı ... lehine feragat ettiğini, bu feragat işleminin alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla yapıldığını ileri sürerek tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; aciz vesikasının sunulmadığı, icra dosyasından haciz konulan malların borca yetip yetmediğinin belirlenmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, Dairemizin 18.04.2012 gün ve 2011/12788-2012/4874 sayılı ilamı ile borçlunun ödeme tebliğ edilen adreste gerçekleştirilen hacizde haczi kabil malvarlığına rastlanılamadığı, borçlunun adresinden ayrılmış olduğunun tesbit edildiği bu haliyle haciz tutanağın geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, bununla birlikte borçlunun annesinden ve babasından miras yolu ile intikal eden mallar olduğunun anlaşıldığı, söz konusu malların değerinin borcu karşılayıp karşılamadığının araştırılması gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; davalı borçlu ile kardeşleri olan diğer mirasçıların tamamının, miras paylarını, kardeşleri olan davalı 3.kişi ..."ye devir ettikleri, devirlerin tamamının alacaklıdan mal kaçırma amacıyla yapılmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı, borçlunun maaşı ve bir kısım menkullerinin bulunduğu, bunlara ilişkin bir işlem yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, İİK"nın 277 vd.maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davasının koşullarından biri alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/II) aciz belgesinin bulunması gerektiğidir. Kesin veya geçici iaciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun hacze kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir.
Somut olayda borçlunun annesinden ve babasından birer taşınmaz ve yine annesinden bir aracın miras yolu ile intikal ettiği söz konusu taşınmazlar ve aracın, borçlunun hissesine düşen kıymetinin borcu karşılayacak miktarda olmadığı anlaşılmaktadır. Keza borçlunun ödeme emri tebliğ edilen adresine haciz istemi için gidildiğinde borçlunun bu adresinden ayrılmış olduğu, belirlenen yeni adresine gidildiğinde de borçlunun bu adresten de ayrılmış olduğu ve borçluya ait başkaca haczi kabil mal bulunamadığı haciz tutanağı ile de belirlenmiştir. Bu durumda borçlunun aciz halinde olduğu kabul edilmelidir.
İİK"nın 278/3-1.maddesinde karı ve koca ile usul ve füru,neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarrufların bağışlama hükmünde olduğu ve batıl olduğu hükme bağlanmıştır. Mahkemece davalı borçlu ile birlikte bütün mirasçıların miras hakkını kardeşleri olan davalı 3.kişiye devir ettikleri, devrin muvazaalı olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de kardeşler arasında yapılan İİK"nın 278/3-1.maddesi uyarınca iptale tabi olduğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 25/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.