22. Hukuk Dairesi 2014/34885 E. , 2016/7994 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil, hafta tatili ile ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirkete ait işyerinde çalıştığını, haksız ve usulsüz olarak ihbar ve kıdem tazminatları da ödenmeden iş akdinin feshedildiğini, çalıştığı süre içerisinde fazla çalışma yapıtnığını, ancak ücretinin ödenmediğini, hafta tatili ve genel tatil günlerinde çalıştığı halde ücretlerinin ödenmediğini, yıllık izin ücretleri ve aylık ücretlerinin ödenmediğini beyanla, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, ödenmeyen aylık ücreti, yıllık izin ücreti, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ve genel tatil ücretinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığını, talep edilen bir kısım alacakların hukuki niteliği gereği zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Karar taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2. Taraflar arasında, iş ilişkisinin işçinin istifası ile sona erip ermediği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24 üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17 nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer.
İşçinin istifa dilekçesindeki iradesinin fesada uğratılması da sıkça karşılaşılan bir durumdur. İşverenin tazminatların derhal ödeneceği sözünü vermek ve benzeri baskılarla işçiden yazılı istifa dilekçesi vermesini talep etmesi ve işçinin buna uyması halinde, gerçek bir istifa iradesinden söz edilemez. Bu halde feshin işverence gerçekleştirildiği kabul edilmelidir.
İstifa belgesindeki ifadenin genel bir içerik taşıması durumunda, işçinin dava dilekçesinde somut sebepleri belirtmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu halde de istifanın ardındaki gerçek durum araştırılmalıdır.
Somut olayda, davacı, iş sözleşmesinin işverence sona erdirildiğini iddia etmiş, davalı işveren ise davacının istifa ederek işten ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece, iş sözleşmesinin davalı tarafından haksız olarak feshedildiği kabul edilmiştir. Ancak davacının dosyaya sunulan işten ayrılmak istediğine dair 11.8.2009 tarihli istifa dilekçesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı dosyada mevcut bordro ve hesap pusulalarına karşı imza itirazında bulunmuş, istifa dilekçesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmemiştir. Dosya içeriğine göre; istifa dilekçesinin baskı altında alındığı, yeterli ve inandırıcı delillerle kanıtlanmış değildir. Saptanan bu durum karşısında ve yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulduğunda, kıdem ve ihbar tazminatları isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.