15. Hukuk Dairesi 2019/3305 E. , 2020/2537 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi:Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avukatı dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl dava; 18.08.2003 tarihli eser sözleşmesinden ödenmeyen iş bedeli ile sözleşme dışı fazla imalât bedelinin; birleşen dava ise C Platformunda gerçekleştirilen sözleşme dışı iş bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne dair verilen karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına özellikle davalı iş sahibinin sunduğu uzman görüşünün hükme esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirilerek dosya kapsamına uygun olmama nedenlerinin gösterilmiş bulunmasına göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Mahkemece 03.03.2006 tarihinde verilen 2004/157 Esas, 2006/85 Karar sayılı ilk kararın davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz’in 18.10.2007 tarih, 2006/3041 Esas, 2007/6414 Karar sayılı bozma ilamıyla, “Dava konusu olayda taraflar, fabrika binasının yapımında 400.000,00 TL + KDV bedelle anlaşmışlardır. Bu bedelle nelerin yapılacağı ise yine sözleşme ve projelerde gösterilmiştir. Bu nedenle davacının götürü bedel kapsamına dahil işlerin bedelini (KDV hariç) almış olması nedeniyle götürü bedel kapsamında yapılması gereken imalâtın bedelini talep edemez. O halde mahkemece sözleşme kapsamı dışında kalan imalâtların yapıldığı tarihlerdeki mahalli rayiçlerden bedellerinin saptanması bakımından yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulundan rapor alınarak belirlenecek bedel ile götürü bedelin ödenmeyen KDV’sine hükmedilmeli, birleştirilmiş dahi olsa davalar müstakil hüviyetlerini muhafaza ettiklerinden asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı karar verilmelidir.” denilerek karar bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda 26.06.2009 tarihinde verilen 2008/265 Esas, 2009/315 Karar sayılı ikinci kararın taraf vekillerince temyizi üzerine Dairemizce verilen 15.02.2010 gün, 2009/5963 Esas, 2010/775 Karar sayılı ilamda da bozmaya uygun inceleme yapılmadığı belirtilerek “18.08.2003 tarihli inşaat sözleşmesi, inşaat ruhsatı ve projelere göre sözleşme dışı fazla işlerin tespit ettirilerek BK’nın 410 ve devamı maddeleri gereğince, yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedellerinin hesaplattırılması, belirlenecek bu bedele götürü sözleşme bedelinin ödenmeyen KDV’si de eklenmek suretiyle asıl ve birleşen davada varsa yüklenici alacağına hükmedilmesi gerektiği” gerekçesiyle ikinci kez bozma yapılmıştır. Mahkemece bu bozmaya uyularak yapılan keşif sonucunda dosya sunulan 25.12.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporunda asıl davaya konu sözleşme dışı işlerin yapıldıkları yıl mahalli piyasa rayiçlerine göre bedelleri 243.338,60 TL, birleşen davaya konu sözleşme iş bedeli 98.744,45 TL olarak hesaplanmış, bu bedellere ayrıca %15 KDV eklenmiş ve rapor KDV eklenmiş şekliyle hükme esas alınmıştır.
Dairemizin yerleşik içtihatları ve uygulamalarına göre mahalli piyasa rayiçleri içerisinde, yüklenici kârı ve KDV de bulunacağından, mahalli piyasa rayiçlerine göre hesaplanacak olan iş bedeline ayrıca yüklenici kârı ve KDV eklenmesi mümkün değildir. Bu durumda mahkemece asıl davada 243.338,60 TL sözleşme dışı iş bedeli ile 72.000,00 TL sözleşmede kararlaştırılan götürü bedelin KDV’si toplamı 315.338,60 TL, birleşen davada ise 98.744,45 TL sözleşme dışı iş bedelinin hüküm altına alınması gerekirken hatalı değerlendirme sonucu piyasa fiyatlarına ayrıca KDV eklenmek suretiyle karar verilmesi hatalı olmuştur.Ayrıca, hüküm fıkrasında asıl ve birleşen davalarda davacı yüklenicinin yatırdığı peşin ve bakiye nispi harç toplamı 57.529,14 TL (hükmün B bendinde 57.329,14 TL yazılmış) olarak gösterilip fazladan yatırılan kısmın davacıya iadesine karar verilmiş ise de mahkemenin bozulan 03.03.2006 tarihli ilk kararında asıl ve birleşen davalarda hüküm altına alınan toplam tutara göre belirlenen ve davalı iş sahibinden tahsiline karar verilen noksan 38.781,14 TL bakiye karar ve ilam harcının tamamlanıp tamamlanmadığı, tamamlanmış ise hangi tarafça tamamlandığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle mahkemece, ilk kararda davalıdan tahsiline karar verilen 38.781,14 TL bakiye karar ve ilam harcının yatırılıp yatırılmadığı, yatırılmışsa kim tarafından yatırıldığı araştırılması, yatırıldığının anlaşılması durumunda mahkemenin ilk kararında asıl ve birleşen davalar için hüküm altına alınan tutarlara göre 38.781,14 TL bakiye harcın 31.637,88 TL’lik kısmının asıl dava, 7.143,26 TL’lik kısmının birleşen dava için yatırıldığı kabul edilerek asıl ve birleşen davalarda kabul edilecek miktarlar üzerinden hesaplanacak nispi ilam harcı belirlenip bundan peşin ve yatırılmışsa tamamlanan bakiye harçlar düşülerek varsa eksik harçların davalıdan tahsiline, fazla harç varsa da davacısına iadesine karar verilmesi gerektiği gibi davacı tarafından yatırılan ve iadesine karar verilmeyen peşin ve bakiye ilam harçlarının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucunda ilk kararda hüküm altına alınan tutara göre belirlenen 38.781,14 TL bakiye karar ve ilam harcının davacı tarafça tamamlandığı kabul edilip fazla harcın davacıya iadesine karar verilmesi ve davacının yatırdığı harçların davalıdan tahsiline karar verilmesine dair hüküm kurulmaması da doğru görülmemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda verilen kararların bu nedenlerle taraflar yararına bozulması uygun bulunmuştur.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulüyle asıl ve birleşen davalarda kurulan hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, 2.540,00 TL duruşma vekâlet ücretinin asıl ve birleşen davalar davacısı yükleniciden alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan davalı iş sahibi ...Kimya San. ve Tic. A.Ş."ye verilmesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmayan davacı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken bakiye 174,10 TL Yargıtay başvurma harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 437,00 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalıya iadesine,
karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 23.09.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.