Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/5043
Karar No: 2022/4383
Karar Tarihi: 02.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/5043 Esas 2022/4383 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, davalı tarafından bayilik ilişkisini haksız şekilde feshedildiğini öne sürerek prim alacağı, cezai şart alacağı ve kâr kaybı talebinde bulundu. Davalı ise sözleşmelerin sahte olduğunu ve taraflar arasındaki mutabakatın sağlandığını savundu. Mahkeme, davalının defterlerinde prim uygulamasının bulunmadığına ve davacının talep ettiği hakların kayıtlı olmadığına hükmederek, davacının taleplerini reddetti. Temyiz başvuruları da reddedildi.
Kanun maddeleri: Ticaret Kanunu, Türk Ticaret Kanunu.
11. Hukuk Dairesi         2021/5043 E.  ,  2022/4383 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 20.01.2021 tarih ve 2016/130 E. - 2021/111 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı-birleşen davada taraf vekilleri ile feri müdahil vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 31.05.2022 günü hazır bulunan davacı vekilleri Av. ... ve Av. ... ile davalı vekili Av. ... ve fer'i müdahil vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, asıl ve birleşen davada, taraflar arasındaki bayilik ilişkisinin davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla asıl davada, 07/03/2006 – 17/05/2010 tarihleri arası için şimdilik 40.000.-TL prim alacağı, 40.000.-TL cezai şart alacağı, 20.000.-TL kâr kaybı olmak üzere toplam 100.000 TL'nin; birleşen davada ise 2006-2009 dönemi hak kazandığı bakiye prim alacakları için şimdilik 50.000.-TL, mahrum kalınan bakiye kâr kaybı için şimdilik 50.000.-TL, 2009-2012 dönemi mahrum kalınan bakiye kâr için şimdilik 50.000,00 TL, bakiye cezai şart olarak 50.000.-TL olmak üzere toplam 200.000.-TL’nın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, asıl ve birleşen davada, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 07.03.2006 tarihli sözleşmeyle başladığını, 07/07/2006 ve 14/11/2008 tarihli sözleşmelerden davacının ihtarnamesiyle haberdar olunduğunu, bu sözleşmelerin sahte olduğunu, bu sözleşmelerin müvekkili şirketin eski genel müdürü ... tarafından geçmişe yönelik imzalandığını, bayilik sözleşmesinin tasfiyesi sürecinde bu sözleşmelerden hiç bahsedilmeyip, sonradan bu sözleşmelere dayanılmasının davacı şirket yetkililerinin ... ile yaptıkları işbirliğinden kaynaklandığını, ...'ın Haziran 2009'da genel müdürlük görevinden ve şirket ortaklığından ayrıldığını, ...'ın şirketi münferiden temsil yetkisinin bulunmadığını, taraflar arasında yapılan mutabakatlarda davacının prim talebinde bulunmadığını, sözleşmenin 18.c maddesine göre müvekkilinin sözleşmeyi feshetme hakkı olmasından dolayı haksız fesihten söz edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, davalı şirketin defterlerinde davacıya birebir prim uygulamasının olmadığı, davalının bütün bayiilerine indirim ve iskonto uyguladığı, bu kapsamda "Pazarlama Katılım Bedeli gibi açıklamalar ile faturalar alınarak veya faturalarda iskonto uygulanarak indirim yapıldığı, bu indirim ve iskontoların “prim” olmadığı, davacıya da indirim ve iskonto uyguladığı, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve delil vasfında olmadığı, davacının talep ettiği alacak ve hakların defterlerinin ne aktif hesabında ne de nazım hesabında kayıtlı olmadığı, kaldı ki her iki tarafın bayilik ilişkisini karşılıklı tasfiye ederek sonuçlandırdığı, bu durumda davacının varsa bile artık cezai şart, prim alacağı, kar mahrumiyeti gibi bir talepte bulunamayacağı, ek protokoldeki imza geçerli dahi olsa tarafların mutabakat yapmaları ile artık davacının haklarından vazgeçmiş sayılması gerektiği, alınan kök ve ek raporun da bu sebeple kabule şayan hiçbir tarafının olmadığı, öte yandan, davacının ticari defterlerinin TTK hükümlerine uygun da düzenlenmediği ve davacı lehine delil olamayacağı, benzer nitelikteki 2015/480 E sayılı dosyada da benzer sebeplerle davanın reddedildiği ve bu kararın Yargıtay (kapatılan) 19 Hukuk Dairesi'nce onandığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı asıl davada davacı, birleşen davada taraf vekilleri ile fer'i müdahil vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve 17/03/2009 tarihinde davacının elindeki malları davalıya iade etmiş olmasına, 31/03/2009 tarihli son mutabakat belgesinde tarafların mutabık kalmadıkları tutarın davalı tarafından 03/04/2009 tarihi itibariyle davacıya ödenmiş olmasına ve bu tarih sonrasında taraflar arasındaki ticari ilişkinin son bulması ve fiilen tasfiye edilmiş olmasına göre asıl davada davacı, birleşen davada taraf vekillerinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl davada davacı, birleşen davada taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 3.815,00 TL duruşma vekalet ücretinin taraflardan alınarak yek diğerine verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 102,10 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı ve davalıdan ayrı ayrı alınmasına, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden fer'i müdahil ...'den alınmasına, 02/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi