22. Hukuk Dairesi 2015/24706 E. , 2016/7975 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, ücret, fazla mesai, hafta tatili ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde taraflar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, davalı işveren işyerinde en son 2.000,00 TL ücretle hidrolik ustası olarak çalıştığını, 14.02.2012 tarihinde Sosyal Güvenlik Kurumu primlerinin tam ücreti üzerinden yatırılmasını ve fazla çalışmalarının ödenmesini istemesi üzerine işveren Hasan Çeliker"in kendisine “şartlar böyle, ister çalış ister çalışma ” demesi üzerine konuyu ilgili kurumlara şikayet edeceğini bildirince kendisine boş bir kağıt imzalatılmak istendiğini, tazminat ve haklarının ödenmesi halinde işten ayrılacağını ve kendisinden istenen imzayı haklarının ödenmesinden sonra vereceğini beyan edince işveren tarafından işten kovulduğunu, 15.02.2012 tarihine çalışmak üzere sabah işe gittiğinde diğer çalışanlar tarafından işten çıkartıldığı gerekçesi ile işe alınmadığını, telefonlarına işyerinden cevap verilmemesi üzerine 16.02.2012 tarihli noter ihtarnamesi ile tazminat ve diğer alacaklarının ödenmesini talep ettiğini, buna rağmen işveren tarafından gönderilen 17.02.2012 tarihli noter ihbarnamesi ile iş sözleşmesinin devamsızlık sebebiyle feshedildiğinin bildirildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile izin ve ücret, fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil alacaklarını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının en son brüt 1.000,00 TL ücretle çalıştığını ve 2012 yılı ilk dönem %10 oranındaki ücret zammının açıklandığı gün zam oranını beğenmeyerek diğer arkadaşı ... ile işten ayrılmak istediklerini beyan ettiklerini ve 15.02.2012 tarihinde işe gelmediklerini, şirket kendileri ile anlaşma yolları ararken ... "nın babasının çalışmakta olduğu işyerinde işe başladıklarını ve öğle vakti işyerine gelerek daha önce kendisi ayrılanlara tazminatlarının ödendiğini ifade edip kendilerine de ödenmesini istediklerini, müdür tarafından bunun mümkün olmadığının söylendiğini ve muhasebe açısından kendilerinden istifa dilekçesi istendiğini ancak vermeden işyerini terk ettiklerini, 17.02.2012 tarihli ihtarname ile devamsızlık sebebiyle savunmalarının istendiğini ve 23.02.2012 tarihli ihtarname ile de iş sözleşmelerinin devamsızlık haklı sebebine dayanılarak feshedildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yapılan emsal ücret araştırmasına göre davacının en son 1.730,00 TL net ücretle çalıştığı ve davalının iş sözleşmesini fesihte haksız olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı ve davalı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1.Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2.Davacı iççiye ödenen ücretin miktarı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işçi 05.06.2008-15.02.2012 tarihleri arasında hidrolik ustası olarak en son 2.000,00 TL net ücretle çalıştığını ileri sürerken, davalı işveren davacının en son brüt 1.000,00 TL ücretle çalıştığını savunmuştur. Yapılan emsal ücret araştırmasında Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından davacının alabileceği ücret net 1.730,00 TL olarak, ..... Sendikası tarafından ise net 930,00 TL olarak bildirilmiştir. Ankara Ticaret Odası, davacının bordrodaki ücreti alabileceğini bildirirken husumetli davacı tanığı davacının 1.800,00 TL ücret aldığını beyan etmiştir. Mahkemece, sadece Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği tarafından bildirilen ücrete itibarla davacının net 1.730,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilmişse de; Dairemizce incelemesi yapılan 2015/1719 esas sayılı dava dosyasında davacı ile aynı işi yapan , çalışma süreleri yakın olan ve aynı tarihte işten ayrılmış olan işçinin ücreti yapılan emsal araştırmasına göre net 1.375,00 TL olarak belirlenmiştir. Somut dosya bakımından diğer emsal ücret bildirimleri de dikkate alınmamış olup, Dairemize incelenen 2015/1719 esas sayılı dava dosyasındaki emsal ücret araştırmasına itibarla somut dosyadaki işçinin de net 1.375,00 TL ücretle çalıştığının kabulü dosya içeriğine daha uygun düşecektir. Hüküm altına alınan alacaklar davacının net 1.375,00 TL ücretle çalıştığı kabul edilerek yeniden hesaplanmalıdır. Davacının 1.730,00 TL ücretle çalıştığının kabulü isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Davacı işçinin ödenmeyen ücret alacağı bulunup bulunmadığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda; davacı işçi Şubat ayından on dört günlük ücretinin ödenmediğini ileri sürerek ücret alacağı talebinde bulunmuştur. Dosyaya sunulan Şubat 2012 bordrosu imzasız olup, bordroda tahakkuk ettirilen tutarın davacıya ödenip ödenmediği dosya kapsamı ve sunulan banka çıktısından denetlenememektedir. Bu sebeple davacının ücretini aldığı bankadan banka hesap hareketleri celp edilmeli ve bordroda tahakkuk ettirilen tutarın ödendiğinin anlaşılması halinde, ödenen miktar hesaplanan alacaktan mahsup edilmelidir. İmzasız bordroda tahakkuk ettirilen tutarın ödenip ödenmediği tespit edilmeden, ücret alacağından mahsup edilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4.Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Somut olayda; davacının fazla çalışma talebi , davacı tanıklarından birinin davalı ile husumetli olması ve diğerinin de davalı işyerinde çalışması olmadığından çalışma şartlarını bilebilecek durumda olmaması sebebi ile reddedilmiştir. Ancak davalı tanıklarının da işyerinde fazla çalışma yapıldığını doğrulayan beyanları bulunmaktadır. Zira davalı tanıkları iyerinde 09:00-18:00 saatleri arasında çalışıldığını beyan etmişlerdir. Bu durumda, günde bir saat ara dinlenmesinin düşülmesi ile günde sekiz ve haftada kırk sekiz saat çalışılan işyerinde haftada üç saat fazla çalışma yapıldığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki Dairemizce incelemesi yapılan 2015/1719 esas sayılı dava dosyasında da davacı ile aynı işi yapan işçinin haftada üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilmiştir. Bu sebeplerle, davacının fazla çalışma alacağı haftada üç saat fazla çalışma yaptığı kabul edilerek hesaplanıp hüküm altına alınmalıdır. Eksik inceleme ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
5.Davacı işçinin izin alacağının hesaplanması hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 25 ve 26. maddeleri uyarınca hakim, dava veya cevap dilekçesinde bildirilen vakıalarla bağlı olup, tarafların bildirmediği vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz. Tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka şeye karar veremez.
Somut olayda; davacı işçi gerek işverene çektiği ihtarnamede ve gerekse dava dilekçesinde yıllık izninin bir hafta olduğunu, başka bir deyişle izinlerini birer hafta olarak kullandığını bildirmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise, davacının kıdemine göre hak kazandığı kırk iki gün üzerinden izin alacağı hesaplanmıştır. Davacı , işverene çektiği ihtarnamede ve dava dilekçesinde yıllık izninin bir hafta olduğunu beyan ettiğine göre, taleple bağlılık ilkesi gereğince her yıl için birer hafta izin kullandığı kabul edilerek sonuca gidilmelidir. Davacının talebini aşar şekilde yapılan hesaplamaya itibarla karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
6.Fazla çalışma ücreti ait olduğu dönem ücretiyle hesaplanır. Son ücrete göre hesaplama yapılması doğru olmaz. Yargıtay kararları da bu yöndedir. Bu durumda fazla çalışma ücretlerinin hesabı için işçinin son ücretinin bilinmesi yeterli olmaz. İstek konusu dönem içinde işçi ücretlerinin miktarı da belirlenmelidir. İşçinin geçmiş dönemlere ait ücretinin belirlenememesi halinde bilinen ücretin asgari ücrete oranı yapılarak bilinmeyen ücretin buna göre tespiti de Dairemiz tarafından kabul görmektedir. Ancak işçinin işyerinde çalıştığı süre içinde terfi ederek çeşitli unvanlar alması veya son dönemlerde toplu iş sözleşmesinden yararlanması gibi durumlarda, bilinen son ücretin asgari ücrete oranının geçmiş dönemler yönünden dikkate alınmasının doğru olması doğru olmaz. Bu gibi hallerde ilgili meslek kuruluşundan bilinmeyen dönemler ücretleri sorulmalı ve dosyadaki diğer deliller bir değerlendirmeye tabi tutularak bir karar verilmelidir.
Genel tatil ücreti hesabı bakımından da aynı ilke geçerlidir.
Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının dönemsel ücretinin neye göre belirlendiği denetlenememektedir. Davacının geçmiş dönemlere ilişkin ücreti bilinmediğinden, son ücret ikinci bozma bendinde belirtildiği şekilde 1.375,00 TL olarak tespit edildikten sonra asgari ücrete oranlama yapılarak bilinmeyen dönem ücretleri belirlenmeli ve genel tatil ile fazla çalışma alacakları buna göre hesaplanmalıdır. Denetime elverişsiz bilirkişi raporuna itibarla sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.