17. Hukuk Dairesi 2015/18212 E. , 2016/2231 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 14/07/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacı ..."in eşi diğer davacı ...."in babası ...."in vefat ettiğini, davacıların bu nedenle desteklerinden yoksun kaldıklarını, kazaya karışan aracın davalı ... şirketince sigortalı olduğunu, kazanın meydana gelmesinde her ne kadar davacıların desteği kusurlu ise de, davacıların 3.kişi konumunda olduklarını belirterek her bir davacı için 500"er TL"den toplam 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetki itirazında bulunmuş, ayrıca dava konusu kazanın 2008 yılında meydana geldiğini, zamanaşımı süresinin Karayolları Trafik kanununa göre 2 yıl olduğunu belirterek zaman aşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarakta kazanın davacıların desteğinin %100 kusuru ile meydana geldiğini, bu nedenle davacıların desteklerinin kusurundan yararlanarak tazminat talebinde bulunamayacaklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre, davanın kabulü ile; davacı ... için 114.768,52 TL, davacı ... için 10.231,48 TL olmak üzere toplam 125.000,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 19.10.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
Desteğin vefatı tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununun 63. maddesi gereğince kurum tarafından haksız fiil sorumlularına rücu edilecek miktar, kurumca hak sahiplerine bağlanan gelirlerin peşin sermaye değerinden ibarettir.
Nitekim, mahkemece SGK"dan davacı hak sahiplerine rücuya tabiye gelir bağlanıp bağlanmadığı sorulmuş; Sosyal Güvenlik Kurumunun 01.02.2013 sayılı yazısında; 14.07.2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat eden ...."in hak sahibi eşi ..., oğlu .... ile kızı ...."e 2008 yılı Ağustos ayı itibariyle ölüm aylığı bağlandığı belirtilmiş, peşin değer cetveli mahkemeye sunulmuştur.
Bu durumda, davacılara kurum tarafından bağlanan gelirin rücuya tabi olduğu, rücuya tabi gelirin mahsubu yoluyla tazminat hesaplaması yapılması gerekirken, bunun yapılmamış olması isabetli olmamış, bozma sebebi yapılmıştır.
3-2918 Sayılı KTK"nin 99/1 maddesi ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları"nın B.2 maddesi gereğince trafik sigortacısının zarar giderim yükümlülüğünün süresi, rizikonun ihbarı ve gerekli belgelerin sigortacıya iletildiği tarihten itibaren 8 işgünü olarak belirlenmiştir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez.
Bu durumda, davalı ... şirketine usulüne uygun olarak yapılan başvurunun 15.10.2012 tarihinde tebliğ edilmiş olup, 15.10.2012 tarihine 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunan 26.10.2012 tarihinden itibaren davalı ... şirketinin temerrüt faizinden sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 24/02/2016 gününde oybirliği ile karar verildi.