Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, paydaşı olduğu 34181 ada 3 parsel sayılı taşınmaza davalının bina inşa etmek suretiyle müdahalede bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve yıkım istemiştir.
Davalı, taşınmazın diğer paydaşı olan ağabeyinin payına karşılık binayı yaptığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalının taşınmazda kayda dayalı bir hakkı bulunmadığı bina ile taşınmaza haksız müdahale ettiği gerekçesiyle elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilmiştir. Karar,davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.4.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat G.O. geldi davetiye tebliğe rağmen temyiz edilen vekili avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi M.A."in tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 72/351 payın davacı adına, 279/351 payının ise davalının ağabeyi olan dava dışı B.i A.adına kayıtlı bulunan dava konusu 34181 ada 3 sayılı parselde, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın 88,42 m2.lik tek katlı bina inşa ettiği ve orada oturduğu anlaşıldığına göre, mahkemece elatmanın önlenmesine karar verilmiş olması doğrudur. Bu yöne değinen temyiz itirazı yerinde değildir, reddine.
Ancak, yıkım yönünden isabetli bir değerlendirme yapıldığını söyleyebilme olanağı yoktur.
Bilindiği üzere, TMK. "nun 684. maddesi, "Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır." hükmünü içermektedir. Anılan düzenleme uyarınca, çekişmeli binanın taşınmazın mütemmim cüz"ü niteliğinde olduğu ve dava dışı paydaşın da binada hakkının bulunduğu; bunun sonucu olarak da, yıkım isteği bakımından zorunlu dava arkadaşı sıfatıyla onun da davada yer alması ve muvafakatinin alınması gerektiği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, taşınmazın diğer paydaşı Bahri Akdemir"in de davada yer almasının sağlanması ve ondan sonra yıkım isteği hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davalının temyiz itiraz ı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün HUMK. "nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.