13. Hukuk Dairesi 2020/754 E. , 2020/3445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı idare ile aralarında düzenlenen sözleşme uyarınca davalıya 6.8.2008-31.12.2010 tarihleri arasında hizmet verdiğini, 5510 Sayılı Yasa’nın SSK prim ve devlet katkısı başlıklı 81. maddesi’nin 1. bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigorta işlemlerinden, işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarın Hazinece karşılanacağının belirtildiğini, yasanın açık hükmüne rağmen 5 puana isabet eden kısmın davalı tarafından ödenmediğini ve hak edişlerden haksız olarak kesinti yapıldığını, ayrıca hakediş bedellerinin geç ödenmesi nedeniyle hakediş tarihleri ile ödeme tarihleri arasında vade farkı oluştuğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının toplam alacağının 240.459,33 TL olduğu kabul edilerek, davanın kabulüne, taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, davalı idareye hizmet verdiğini, davalı idarenin 5510 sayılı Yasa gereğince kendisine ödenen beş puanlık Hazine yardımını, hakedişlerinden kestiğini, ayrıca sözleşme süresince hakedişlerinin de zamanında ödenmemesi nedeni ile hakediş tarihleri ile ödeme tarihleri arasında vade farkı oluştuğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Bozma öncesi mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının toplam alacağının 227.068,47 TL olduğu ve davacının yasal hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş, hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce, eksik inceleme sonucu karar verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davacının toplam alacağının 240.459,33 TL olduğu kabul edilerek ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulü ile 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hemen belirtilmelidir ki, vermiş olduğu bir hüküm Yargıtay tarafından bozulan ve Yargıtay"ın bu bozma kararına uymuş olan mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm vermek zorundadır. Bu müesseseye "usuli müktesep hak" veya "usule ilişkin kazanılmış hak" denir. Bir başka ifadeyle, mahkemece; Yargıtay bozma ilamına uyulmasıyla, bozma doğrultusunda taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğar. Mahkeme, hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında yeni bir hüküm kuramaz. "Usuli Müktesep Hak", davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay İçtihatları ile kabul edilmiş, usul hukukunun ana ilkelerindendir ve kamu düzeni ile ilgilidir. Somut olayda, davacının toplam alacağının 227.068,47 TL olduğuna yönelik bozma öncesi kurulan hüküm davacı tarafından temyiz edilmemiştir. Dairemizce ise, araştırmaya yönelik eksiklik sebebi ile hükmün bozulmasına karar verilmekle ilk hükümle ilgili miktar bakımından davalı yararına usuli müktesep hak oluşmuştur. Hal böyle olunca, bozma sonrası mahkemece davalının usuli müktesep hakkını ihlal edecek şekilde davacının toplam alacağının 240.459,33 TL olduğu yönelik hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/03/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.