(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/16927 E. , 2020/8156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin davalı asıl işveren ... Belediyesi Ulaşım Müdürlüğünde şoför olarak, değişen alt işverenler nezdinde 13/06/2001 - 31/12/2014 tarihleri arasında çalıştırıldığını, iş sözleşmesinin haklı bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı işçinin 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce, müvekkili belediyenin ulaşım müdürlüğünde hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, işyeri olan ulaşım müdürlüğünün ... Büyükşehir Belediyesi’ne kanun gereği devredildiğini, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yöneltilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava konusu alacaklardan sorumlu olmadığını ve taleplerin zamanaşımına uğradığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, kabule konu fesih tarihi olan 31/12/2014 tarihi itibariyle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesi uyarınca asıl işverenin hangi kurum veya kuruluş olduğu noktasındadır.
6360 sayılı On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un geçici 1. maddesinin sekizinci fıkrasında “Bu Kanunla büyükşehir ilçe belediyesi olan belediyelerce yürütülen su, kanalizasyon, katı atık depolama ve bertaraf, ulaşım, her çeşit yolcu ve yük terminalleri, toptancı halleri, mezbaha, mezarlık ve itfaiye hizmetlerine ilişkin olmak üzere personel, her türlü taşınır ve taşınmaz malları ve bu hizmetlerin yerine getirilmesine yönelik yatırım, alacak ve borçları, komisyonca ilgisine göre büyükşehir belediyesi ile ilgili bağlı kuruluş arasında paylaştırılır.” hükmü bulunmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesinde davacının şoför olarak ... Belediyesi Ulaşım Müdürlüğü ile Boztepe Kimya Ltd. Şti. arasındaki ihale sözleşmesine istinaden Ulaşım Müdürlüğünde iş sözleşmesinin feshedildiği 31/12/2014 tarihine kadar, davalı ... Belediyesi asıl işverenliğinde, alt işverenler nezdinde çalıştığı ileri sürülmüştür. Davalı ... Belediyesi, davacı işçinin 6360 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmeden önce, müvekkili belediyenin ulaşım müdürlüğünde hizmet alım sözleşmesi yüklenicisi şirketlerin işçisi olarak çalıştığını, işyeri olan ulaşım müdürlüğünün ... Büyükşehir Belediyesi’ne kanun gereği devredildiğini ileri sürmüştür. Bu savunma karşısında, davacının alt işveren işçisi olarak çalıştığı, ... Belediyesi’ne ait ulaşım müdürlüğü işyerinin, hangi kuruma devredildiği (ya da bağlandığı) ve fiili devir tarihinin araştırılması ile 31/12/2014 tarihi itibariyle, 4857 sayılı Kanun’un 2/6. maddesi kapsamında asıl işveren kurum ve kuruluşun belirlenmesi gerekirken, Mahkemece bu yönde bir araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm tesisi hatalıdır. 01.04.2014 tarihinden itibaren devir olgusunun bulunması halinde davacıya HMK 124. maddesi gereğince hasımda yanılma kabul edilerek devralan asıl işverene davasını yöneltmesi için süre verilmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Ayrıca davacının taleplerinden sorumluluk da fiili devir tarihine göre belirlenmelidir.
3-Kabule göre de taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık davacının kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının çalışma süresi boyunca hak etmiş olduğu izin süresinin 228 gün olduğu, bu sürede hiç yıllık ücretli izin kullanmadığı kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davacının çalışma süresi de göz önüne alındığında, 13 yılllık bu süre boyunca hiç yıllık izin kullanmamış olması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; ayrıca dosyadaki puantaj kayıtlarında 2013/7. ve 8. aylarda 14 gün, 2014/8. ve 9. aylarda 14 gün olmak üzere 28 gün yıllık izin kullandığının kayıtlara işlendiği tespit edildiğinden davacıya puantaj kayıtları gösterilerek ve davacı asilin 13 yıllık çalışma çalışma süresi boyunca hangi yıllarda kaç gün yıllık izin kullandığı konusunda beyanı alındıktan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilip, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4-Davacıya ait puantaj kayıtlarında 2010 yılı 8. ve 9. aylarda 2011 yılı 4. ve 5. aylarda raporlu olduğu anlaşılmaktadır. Bu sürelerin hesaplamalardan dışlanması gerekirken hesaplamaya dahil edilmesi de hatalı olmuştur.
Yukarıda belirtilen sebeplerden dolayı, Mahkemece eksik inceleme, araştırma ve değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 30.06.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.