Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1071
Karar No: 2015/5007
Karar Tarihi: 29.05.2015

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/1071 Esas 2015/5007 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2015/1071 E.  ,  2015/5007 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davada ... Asliye Hukuk, ... Tüketici ve ... Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:

    Dava, davacı tarafından satın alınan taşınmazların ayıplı olduğu iddiası ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
    Asliye hukuk mahkemesince, uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve Tüketici Mahkemelerinin görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
    Tüketici Mahkemesince, davacının, "...alışveriş merkezinden... Dükkan aldığını,...dükkanlarda ayıp bulunduğunu belirterek" maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği, bu durumda, uyuşmazlık konusu edilen gayrimenkuller konut niteliğinde olmayıp dükkan vasfında olduğu ve davaya bakmakla görevli mahkemelerin Tüketici Mahkemeleri olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
    Asliye ticaret mahkemesi tarafından ise, davanın asliye hukuk mahkemesinde açılmış olduğu, davalı yanca yasal sürede iş bölümü itirazında bulunulmadığı, dava tarihinin 18/11/2011 olduğu ve dava tarihi itibarıyle, TTK"nın 5. maddesinin yürürlükte olmadığı nedenleriyle, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur.
    Dosya kapsamından, davacının,...,... Mahallesi, 500 ada, 1 parselde inşaa edilen "... ... (...)" adlı alışveriş merkezinden iki adet dükkan satın aldığını, bu dükkanların zemin kattaki 252 ve 2. kattaki 357 numaralı dükkanlar olduğunu, dükkanlarda ayıp bulunduğunu belirterek ve dükkanın piyasa değerinin bulunmayışı nedeniyle 5.000 TL kiradan mahrum kalma nedeniyle gelir kaybı için 1.500 TL ve ödenen aidatlar için 1.500 TL olmak üzere şimdilik 8.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
    Bu durumda, davacı, davalıdan ticari amaçla dükkan aldığını ileri sürerek tazminat talep etmekte olup, 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanununda satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişi, tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişi şeklinde tanımlanmış olduğundan, dükkanın ticari olması nedeniyle eldeki davada Tüketici Mahkemesinin görevli olmadığı açıktır.
    Dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK hükümlerine göre, müstakil ticaret mahkemesi bulunan yerlerdeki ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki (görev değil) iş bölümüne ilişkindir. İş bölümü itirazı yalnız ilk itiraz olarak ileri sürülebilir (6762 sayılı TTK m. 5, HUMK m. 187). İlk itiraz olarak ileri sürülmeyen iş bölümü itirazının mahkemece kabul edilmemesi gerekir. İş bölümü itirazının uygun bulunması halinde mahkemece dava dosyasının ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilir. Gönderme kararı nihai bir karardır. Mahkeme bu karar ile davadan elini çeker. Gönderme kararı ile dava sona ermeyeceğinden temyizi kabil kararlardan değildir. Gönderme kararı usulüne uygun şekilde verilmesi halinde (ilk itiraz olarak ileri sürülmesi ve mahkemece uygun görülmesi) gönderilen mahkemeyi bağlar ve gönderilen mahkeme bu davaya bakmak zorundadır. Ancak, gönderilen mahkemenin davaya bakma zorunluluğu iş bölümü itirazının ilk mahkemede süresinde yapılması hali ile sınırlıdır.
    TTK’nın 5. maddesinin ikinci fıkrasında yazılı hallerde, münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işler hariç olmak üzere, bir davanın ticari veya hukukî mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz şeklinde taraflarca dermeyan olabileceği hüküm altına alınmıştır. Münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan işlerle ilgili davalara mutlaka kanunda gösterilen mahkemelerde bakılır ve bu davalara ilişkin iş bölümü itirazı ilk itiraz değildir. Bu davalar, tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalardır. İflas davaları ticaret mahkemesi bakımından münhasıran iki tarafın arzusuna tabi olmayan davalardandır. Bu davalara ilişkin iş bölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Taraflar yargılama bitinceye kadar iş bölümü itirazında bulunabilirler. Mahkeme de davanın her aşamasında kendiliğinden ve dava dosyasının iş bölümüne sahip mahkemeye gönderilmesine karar verir. (Baki Kuru HUMK 6.baskı sh. 715)
    Buna göre mahkemece sadece münhasıran iki tarafın arzularına tabi olmayan işlerde yani tarafların sulh olamayacakları ve üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri davalarda iş bölümü itirazının ilk itiraz olarak ileri sürülmesi şart değildir. Bu davalar dışındaki ikinci fıkrada yazılı hallerde bir davanın ticari veya hukuki mahiyet itibariyle mahkemenin iş sahasına girip girmediği yalnız iptidai itiraz olarak ileri sürülebilir.
    Her ne kadar 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile birlikte asliye hukuk mahkemeleri ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüşmüş ise de; Aynı Kanunun 9/1. maddesine göre “Bu Kanunun göreve ilişkin hükümleri, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalarda uygulanmaz. Bu davalar, açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan Kanun hükümlerine tabidir."
    Somut olayda, davanın açıldığı 18/11/2011 tarihinde yürürlükte bulunan Türk Ticaret Kanununa göre, asliye hukuk ve asliye ticaret mahkemesi arasındaki ilişki görev değil, iş bölümü ilişkisi olup, asliye hukuk mahkemesince asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmemiş ise de, iki mahkemenin de davaya bakmaktan el çektikleri, bu durumun işin görülmesini sürüncemede bıraktığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın davanın ilk açıldığı ... Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 29/05/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi