22. Hukuk Dairesi 2014/35792 E. , 2016/7932 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Taraflar arasındaki, cezai şart alacağının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı sebeplerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 15.03.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına vekili ... ... ... geldi, karşı taraf adına kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı işçinin, iş sözleşmesinde belirlenen süreden önce iş sözleşmesini feshettiğinden, sözleşmede belirlenen cezai şart miktarını ödemesi gerektiğini, ayrıca davalının haksız fiil niteliğindeki eylemleri dolayısıyla müvekkilinin manevi zarara uğradığını ileri sürerek, cezai şart ve manevi tazminat alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesini noter vasıtasıyla keşide ettiği yazılı fesih bildirimiyle, check-up ücretleri ile fazla çalışma ücretlerinin ödenmemesi gerekçesiyle haklı sebeple feshettiğini, davacının taleplerinde haksız olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, manevi tazminat talebi davadan tefrik edilerek, davaya cezai şart alacağı yönünden devam edilmiş, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Taraflar arasında, davacı işverenin cezai şart alacağına hak kazanıp kazanmadığı yönünde uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, davalı işçi, taraflar arasında imzalanmış sözleşmede belirlenen üç yıllık süre dolmadan, 16.08.2013 tarihinde noter vasıtasıyla keşide ettiği fesih bildirimi ile, check-up ücretlerinin ve fazla çalışma ücretlerinin ödenmediği gerekçesini göstererek, haklı sebep bulunduğu iddiasıyla iş sözleşmesini feshetmiştir. İş sözleşmesinde, sözleşmenin belirlenen süreden önce feshedilmesi halinde, fesheden tarafça karşı tarafa dört aylık ücret tutarında (garanti edilen minimum ücret üzerinden) cezai şart ödenmesi kararlaştırılmıştır. Mahkemece, sözleşmenin cezai şarta yönelik maddesinde, haklı veya haksız fesih ayrımına yönelik bir hususun yer almaması gerekçesiyle, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı değerlendirilmemiştir.
İşçinin emeğinin karşılığı olan ücret, işçi için en önemli hak, işveren için ise en temel borçtur. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24/II-e maddesi uyarınca, işveren tarafından işçinin ücreti kanun hükümleri veya sözleşme şartlarına uygun olarak hesap edilmez veya ödenmezse, süresi belirli olsun veya olmasın işçi, iş sözleşmesini sürenin bitiminden önce veya bildirim süresini beklemeksizin feshedebilir. Maddede sözü edilen ücret, geniş anlamda ücret olarak değerlendirilmelidir. Eldeki davada işçi, 4857 sayılı Kanun"un 24/II-e. maddesine dayanarak, haklı sebep bulunduğu iddiasıyla iş sözleşmesini feshetmiştir. Feshin haklı sebeple gerçekleştiğinin anlaşılması ihtimalinde, işverenin asıl borca aykırı bir davranışı sebebiyle sözleşme sona ermiş sayılacaktır. Bu halde, sözleşmenin sona ermesinde işçinin kusurundan söz edilemeyeceğinden, sözleşmenin belirlenen süreden önce feshedilmesi hali için kararlaştırılan cezai şartın ifası istenemeyecektir. İş sözleşmesindeki cezai şarta yönelik hükümde, haklı veya haksız fesih açısından bir ayrım yapılmamasının bu bağlamda bir önemi yoktur. Anılan sebeple, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı yönündeki uyuşmazlık, tarafların delilleri değerlendirilerek çözümlenmeli ve neticeye göre sonuca gidilmelidir. Bu yönde bir değerlendirme yapılmaksızın, yazılı gerekçeyle davanın kabulü hatalıdır.
Kabule göre de, mahkemece, cezai şart miktarından yapılan indirim yetersizdir. Yukarıdaki paragrafta yer alan bozma sebebi uyarınca yapılacak değerlendirme neticesinde, işçi feshinin haklı sebebe dayanmadığı sonucuna ulaşılması halinde, sözleşme kapsamında çalışılan süre ve çalışılması gereken süre de nazara alınarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 182/3. maddesi uyarınca, indirim miktarı yeniden değerlendirilmelidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.350,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.