23. Hukuk Dairesi 2017/2102 E. , 2020/2103 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde tebligata rağmen taraflardan gelen olmadığı anlaşılmakla, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya evrak üzerinde incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin, 27.06.2011 tarihli genel kurula katılmasının engellendiğini, bilançoda eksiklikler bulunmasına rağmen, genel kurulda yönetim kurulunun ibrasına karar verildiğini, ibranın geçersiz olduğunu ileri sürerek, anılan genel kurulun iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 12.11.2013 tarih ve 5937 E., 7012 K. sayılı ilamıyla, tarafların iddia ve savunmalarına göre, kooperatifin tüm kayıt ve belgeleri bilirkişi vasıtasıyla incelenip alınacak rapor doğrultusunda bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davacının, kooperatif üyeliğini 17.05.1996 tarihinde eşi dava dışı ... ile birlikte devraldıktan sonra 22.05.1996 tarihinde, adına kayıtlı 1/2 hisseyi eşine devrettiği, bunun üzerine 24.05.1996 tarihinde dava dışı ...’ın tam hisse için kooperatif üyeliğine kabul edildiği, dolayısıyla davacı adına herhangi bir üyelik kaydı bulunmadığı, kooperatif tarafından davacıya gönderilen bir takım yazıların ve davacı tarafından kooperatif hesabına yapılan ödemelerin üyelik ilişkisi yönünden bir hüküm doğurmayacağı, bu itibarla aktif dava ehliyeti bulunmayan davacının genel kurul kararlarının iptalini isteyemeyeceği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Dava, kooperatif genel kurulu kararlarının iptali istemine ilişkindir.
Mahkeme gerekçesinde, kooperatif tarafından üye sıfatıyla davacıya gönderilen yazıların ve davacı tarafından kooperatif hesabına yapılan ödemelerin taraflar arasında üyelik ilişkisi olduğunu göstermeyeceği açıklanmış ise de Dairemizin pek çok emsal kararında da vurgulandığı üzere, üyelik ilişkisi, kooperatifin kişi ile bu sıfatla yazışmalar yapması, onu genel kurullara çağırması, belirli miktarda ödeme kabul etmesi şeklinde zımnen de gerçekleşebilir. Nitekim, davacı tarafından daha önceki başka bir genel kurulun iptali istemiyle açılan davanın kabulüne karar verilmiş olup, Yargıtay denetiminden geçerek
kesinleşen bu davada, kooperatifin, üyelik ilişkisi yönünden ileri sürdüğü aynı itirazlar reddedilmiştir.
Bu durumda, davacı ile davalı kooperatif arasında üyelik ilişkisinin mevcut olduğu açık olup Dairemiz bozma ilamında da bu hususun açık bir bozma sebebi olarak belirtilmemiş olması nazar alınarak, işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
2) Bozma nedenine göre, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.