7. Hukuk Dairesi 2015/5842 E. , 2016/6014 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, 1995 yılından 04.10.2010 tarihine kadar aralıksız olarak anne-oğul olan davalılar yanında çalıştığını, hizmet tespiti davası açması üzerine iş sözleşmesinin haksız yere feshedildiğini ileri sürerek, kıdem, ihbar tazminatı ile fazla çalışma, ücret ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının 01.09.1998 tarihinde davalılardan ... yanında başlayan hizmetinin aralıklı olarak sürdükten sonra 2005 yılı Ocak ayı başında sona erdiğini, 11.01.2005 tarihinden itibaren de diğer davalı ... yanında, işin niteliği ve niceliği gereği aralıklı olarak süren çalışması sonunda 07.09.2010 tarihinde kendi isteği ile işten ayrıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, ibranameye göre iş aktini kendinin sona erdirdiği anlaşılmakla ihbar ve kıdem tazminatına hak kazanılamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacının iş sözleşmesinin kim tarafından feshedildiği ve fazla çalışma yapıp yapmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Somut olayda, davacı davalılar yanındaki çalışmasına hizmet tespiti davası açması üzerine son verildiğini ileri sürmüştür. Kesinleşen hizmet tespiti dosyasında, davacının 01/09/1998 -10/01/2005 tarihleri arasında davalı ..."ın yanında 1120 gün çalıştığı, bu çalışmasının 103 gününün kuruma bildirilmediği , diğer davalı ... yanında 11/01/2005-07/09/2010 tarihleri arasında 996 gün çalıştığının kuruma eksiksiz bildirildiği kabul edilmiştir. Mahkemece davacının davalılar yanındaki çalışması tüm süre dikkate alınarak hesaplandığından ve davalılar davacının alacaklarından müştereken müteselsilen sorumlu tutulduklarından; davalı ... yanındaki çalışmasının .... ya eksik bildirilmesi davacıya iş sözleşmesini haklı nedenle feshetme olanağı vermektedir. Bu durumda iş aktinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kabulü ile kıdem tazminatına hükmedilmesi gerekirken reddi hatalıdır.
3- Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Mahkemece; davacının dava dilekçesinde çalışma sistemine ilişkin açıklama bulunmadığı, çalışma sistemine ilişkin yazılı kayıt, belge bulunmadığı , talebinin soyut kaldığı, davacı tanık beyanlarına ise işyerinde parçalı çalıştığının tespit edilmesi nedeniyle itibar edilmediği gerekçesiyle fazla mesai hesaplaması yapılmayan bilirkişi raporu doğrultusunda anılan alacak reddedilmiştir. Ancak işyerinde parçalı çalışma yapılması fazla çalışma yapılmasına engel değildir. Bu nedenle davacı tanık beyanları tüm dosya içeriği ile birlikte değerlendirilerek davacının fazla mesai alacağı olup olmadığı belirlendikten sonra karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.