17. Hukuk Dairesi 2019/592 E. , 2020/6029 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ile gerçek kişi davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 16/11/2008 tarihinde davalı ... kullandığı hususi otomobil ile müvekkili ..."ın içerisinde bulunduğu araca çarparak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, kaza neticesinde ağır yaralanan müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını, kaza esnasında aracın ön camının patlayarak müvekkilinin alnını, kaşını, yüzünü ve gözünü keserek sabit izler bıraktığını, müvekkilinin insan içine çıkamadığını, psikolojisinin bozulduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak davanın kabulü ile 7,00 TL maddi 70.000,00 TL manevi tazminatın 16/11/2008 kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak müvekkiline verilmesini etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, toplam 5.353,22 TL maddi tazminatın davalılar ... ve ... yönünden olay tarihi olan 16/11/2008 tarihinden, davalı ... Sigorta A.Ş. yönünden dava tarihi olan 16/06/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi haricindeki davalılardan olay tarihi olan 16/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile
birlikte tahsiline, karar verilmiş, hükmün gerçek kişi davalılar vekili ile davalı sigorta şirketi vekili tarafından temyizi üzerine, Daire"nin 2016/12368 Esas 2017/8627 Karar Sayılı ilamında özetle “...“...Davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının, davacının olaydaki kusur durumu, kaza tarihi ve davacıda meydana gelen yaralanmanın derecesi dikkate alındığında çok fazla olduğu, davalılar ... ve ... vekilinin manevi tazminat yönü ile temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerektiği..”şeklindeki gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiş, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılama sonucunda Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulü ile, maddi tazminat yönünden verilen kararın Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 04/10/2017 tarih ve 2016/12368 Esas, 2017/8627 Karar sayılı ilamı ile onandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...’dan olay tarihi olan 16/11/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş, hüküm davacı vekili ile gerçek kişi davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının, davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda ATK 3. İhtisas Kurulu raporunda, davacıda meydana gelen yaralanma fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğundan sürekli maluliyet tayinine mahal olmadığı, iyileşme süresinin 16/11/2008 tarihinden itibaren 1 aya kadar uzayabileceği, belirlenmiştir.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davalılar ... ve ... vekilinin vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 18,50 TL kalan onana harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 22/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.