Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/216 Esas 2020/2101 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/216
Karar No: 2020/2101
Karar Tarihi: 16.06.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/216 Esas 2020/2101 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan sıra cetveline itiraz davasında, davacının muvazaalı bonoya dayalı takibe itiraz ettiği ve davalılardan birinin alacağının gerçek bir borç ilişkisine dayanmadığı sonucuna varıldığı belirtiliyor. Mahkeme, davacının lehine karar vererek sıra cetvelinde davalıya ayrılan payın davacıya ödenmesine karar veriyor ancak sıra cetvelinin iptaline dair bir ibare yer alması doğru olmuyor. İİK'nın 235/3. maddesine göre konu hakkında düzenleme yapılması gerektiği ve mahkemenin kararının düzeltilerek onanmasına karar verildiği belirtiliyor. Kararda, İcra ve İflas Kanunu'nun 235/3. maddesine vurgu yapılarak, sıra cetveline itiraz davalarında davalıya ayrılan payın davacıya ödenmesi gerektiği, artan kısım bulunması halinde ise davalıya bırakılması gerektiği, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerektiği belirtilmiştir.
23. Hukuk Dairesi         2017/216 E.  ,  2020/2101 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki sıra cetveline itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, müvekkilinin alacağının tahsilini engellemek amacıyla, davalılar arasında muvazaalı bona düzenlendiğini ve bu bonaya dayalı olarak girişilen takip üzerine, borçlu davalı ...’in üçüncü kişiden olan alacağına müvekkilinden önce haciz uygulandığını, düzenlenen sıra cetvelinde, gelen paranın birinci sırada pay ayrılan davalı ...’na ödendiğini, adı geçenin alacağının gerçek bir borç ilişkisine dayanmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinden davalı ...’nun çıkarılmasına, ona tahsis edilen tutarın yargılama giderleri de dahil olmak üzere, müvekkilinin alacaklı olduğu icra dosyasına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar, iddia edildiği gibi muvazaalı bono düzenlenmediğini, alacağın gerçek borç ilişkisine dayandığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
    Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalı ...’in, ilaç sektöründe tedarikçi olarak faliyet gösteren davacı şirkete borçlu bulunduğu, diğer davalı ...’nun, ...’in yanında kalfa olarak çalışan kişinin ağabeyi olduğu, davalılar, bononun gerçek bir borç ilişkisine dayalı olarak düzenlendiğini savunmuş iseler de borçlandırıcı işlemin varlığına dair bir delil sunmadıkları, bononun düzenlenmesine yönelik temel hukuki ilişkinin ispat edilemediği, dolayısıyla, davalılar arasındaki yakın ilişki de gözetildiğinde bononun muvazaalı olarak düzenlenmiş olduğu sonucu varıldığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, sıra cetvelinde davalı ...’na ayrılan payın, davacının alacaklı olduğu icra dosyasına ödenmesine karar verilmiştir.
    Kararı, davalı ... vekili ve davalı ... temyiz etmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin ve davalı ..."in diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Dava, muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraza ilişkindir.
    Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK"nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekir. Sıra
    cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğurur ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulmalıdır.
    Mahkemece bu husus gözetilerek hükmün 1. bendinde, davalıya ayrılan payın davacıya ödenmesine karar verilmesi isabetli olmuş ise de aynı bentte sıra cetvelinin iptaline ibaresine yer verilmesi doğru olmamıştır.
    Ne var ki karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, hükmün HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... vekilinin ve davalı ..."in diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, kararın “HÜKÜM” bölümünün 1. bendinde yer alan "sıra cetvelinin muvazaa nedeniyle iptaline" ibaresinin çıkarılmasına yerine " sıra cetvelinde" ibaresinin yazılmasına, kararın bu şekilde DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.