Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4113
Karar No: 2021/3939
Karar Tarihi: 24.03.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/4113 Esas 2021/3939 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2020/4113 E.  ,  2021/3939 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
    ..

    Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanı reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kısmen reddine, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın,taraf avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, davacının ... Deri Tekstil San. Ve Tic. AŞ"nin ortağı olup, şirkette imza ve temsil yetkisi olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek 485 takip kartı nolu icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığının tespitine, ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı vekili; 6183 sayılı yasanın 58. Maddesinde belirtildiği gibi 7 günlük Yasal süre içinde dava açılmadığını ve takibin kesinleştiğini, YHGKK belirtildiği üzere 7 günlük süre geçtikten sonra menfi tespit iptal ve istirdat davalarının açılmasının mümkün olmadığını, 5510 sayılı Yasanın 88. Maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müteselsil sorumlu olduğunu, 5510 sayılı yasanın 93/2 maddesi gereğince de zaman aşımının 10 yıl olduğunu belirterek açılan davanın haksız olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi tarafından zamanaşımına uğrayan borçlar nedeniyle yapılandırmaya başvurulduğu için, zamanaşımına uğramayan borçlardan davacının şirketi temsil ve ilzama yetkili yönetim kurulu üyesi olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf Kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının imzaya ve şirketi temsile yetkili kişi olmadığını, şirketin 2004 yılında tasfiyeye girdiğini, tasfiye memurunun ... olduğunu, yapılandırmaya şirket adına ... tarafından başvurulduğunu, bilirkişi tarafından kurum alacaklarının zaman aşımına uğrayan kısımlarının belirlendiğini, buna rağmen mahkeme tarafından yapılandırmaya başvurulduğundan davanın reddine karar verildiğini, mahkeme kararının eksik ve hatalı olduğunu, borcun şirketten tahsil edilip edilmeyeceği ve şirketin aciz halinde olup olmadığı araştırılmadan karar verildiğini belirterek, kararın bozulmasını esas hakkında yeniden bir karar verilmesini istemiştir.
    B-BAM KARARI
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, “...Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında dosyada bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; 24.01.2003 tarihli Ticaret Sicil Gazetesine göre davacının dava dışı ... Deri Tekstil San. ve Tic. AŞ"nin şirket yönetim kurulu üyesi olarak şirket kaşesi üzerine münferit imza ile 3 yıl süre temsil ve ilzam edilmesinin devamına karar verildiği, şirket yönetim kurulu başkanının ... olduğu, şirketin 2003/5 - 2005/7. ayları arası prim ve gecikme zammı borcundan dolayı, davacı hakkında düzenlenen ödeme emrinin 13.08.2014 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, davacının tebligattın usulsüz olduğunu, 16.08.2014 tarihinde tebliğ aldığını, ayrıca adli tatilde tebligat yapıldığını ileri sürdüğü, davanın 22.08.2014 tarihinde adli tatil süresi içerisinde açıldığı, zamanaşımını kesen yapılandırmanın şirket adına 21.01.2015 tarihinde Yönetim Kurulu başkanı ... tarafından yapıldığı, davacı hakkında zamanaşımını kesen her hangi bir işlem bulunmadığı halde ilk derece mahkemesi tarafından şirket yönünden kesilen zamanaşımı nedeniyle zamanaşımına uğrayan borçlar yönünden de davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığı, davacı yönünden zamanaşımı kesilmediğinden, 2003/5-2004/6.aylar ve arası borç döneminde geçerli olan 5 yıllık zamanaşımı süresinin geçmesinden sonra ödeme emri düzenlenmiş olduğu görüldüğünden, davanın zaman aşımına uğrayan dönemler yönünden kısmen kabulü gerektiği...” gerekçesiyle, “1-Davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne,
    2-Bakırköy 3. İş Mahkemesi"nin 2014/300 Esas, 2017/173 Karar sayılı 09.05.2017 tarihli kararının kaldırılmasına,
    3-Davanın kısmen kabulüne,
    4-Davacı hakkında ... sicil numaralı işyerinin 2003/5-2004/6.aylar ve arası prim+İSP+İPC borcu nedeniyle düzenlenen 485 takip kartı numaralı ödeme emrinin, zamanaşımı nedeniyle, söz konusu aylara ilişkin kısmının iptaline,
    5-Davacının zamanaşımına uğramayan 2004/7-2005/7. aylar ve arası borçlardan, borç döneminde şirketi temsil ve ilzama yetkili olması nedeniyle sorumluluğu bulunduğundan bu döneme ilişkin borçlar yönünden davanın reddine,...” karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davacı vekili,Davacı vekili, davacının ... Deri Tekstil San. Ve Tic. AŞ"nin ortağı olup, şirkette imza ve temsil yetkisi olmadığını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    Davalı Kurum vekili 5510 sayılı Yasanın 88. Maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzey yöneticilerinin kuruma karşı işverenleri ile birlikte müteselsil sorumlu olduğunu, 5510 sayılı Yasanın 93/2 maddesi gereğince de zaman aşımının 10 yıl olduğunu belirterek açılan davanın haksız olduğunu belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    İnceleme konusu dosyada; Davacıya dava dışı ... Deri Tekstil San. ve Tic. AŞ’nin 2003/5 - 2005/7. ayları arası prim ve gecikme zammı borcu ile ilgili 2004/10394, 10395, 19127,19128,19687,2005/20710,20711,27036,27037,27999 takip dosyalarına ilişkin tek ödeme emri düzenlenmek suretiyle 13.08.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı tarafından 22.08.2014 tarihinde ödeme emrinin iptali talebiyle dava açılmıştır. Ödeme emrine ilişkin tebligatın davacının adresi olarak belirtilen ... adresine, davacı ile ilgisini gösteren herhangi bir açıklama yapılmadan sadece ... ya da ... adına, imza karşılığında tebliğ edildiği,davacının ise beyanında,... -Kaylı isminde bir kişiyi tanımadığını beyan ettiği,öte yandan Mahkemece söz konusu ödeme emrinin tebligatı hakkında PTT nezdinde ve emniyet vasıtasıyla araştırma yapıldığı,buna göre PTT’den gelen cevapta söz konusu tebligatın 13.08.2014 tarihinde iş yerinde daimi çalışan İşletme Müdürü ...’ya tebliğ edildiğinin bildirildiği,ancak söz konusu adresin UYAP sisteminde davacının eski mernis adresi ve yurtiçi ikamet adresi olarak kaydedildiği,dolayısıyla işyeri adresi olarak kaydedilen bir adresi olmadığı, öte yandan Mahkemece adreste yaptırılan emniyet araştırması sonucunda ise,binada ...,... isimli şahısların ikametinin bulunduğu, ayrıca ... adına İntra Danışmanlık isimli işyerinin bulunduğu, binada ...,...’in ikamet ya da işyerlerinin bulunmadığı bu isimdeki kişileri tanıyan bilenin olmadığının tespit edildiğinin bildirildiği anlaşılmaktadır.
    Tebligat Kanununun bilinen adreste tebligat başlıklı 10. maddesinde "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır." düzenlemesi ile 16. maddesinde "Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılır." düzenlemesi yer almaktadır.
    6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir.
    Tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu, 6183 sayılı Kanunun 35, mükerrer 35, mülga 506 sayılı Kanunun 80. ve bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde düzenlenmiştir.

    506 sayılı Kanunun 80/12 maddesi, “Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüş, 5510 sayılı Kanunun 88/20 maddesi de bazı farklar dışında anılan maddeye paralel düzenleme getirmiş olup, “Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.” hükmünü öngörmüştür.
    Eldeki davada, öncelikle davacının yerleşim yeri adresi ve mernis adresi tespit edilerek davacıya tebligatın usulüne uygun olarak yapılıp yapılmadığı araştırılmalı, buna göre tebligatın usulüne uygun olduğunun tespit edilmesi halinde davanın süresinde açılıp açılmadığı irdelenmeli,tebligatın usulsüz olduğu sonucuna ulaşılması halinde ise ,dosyadaki deliller değerlendirilmek suretiyle karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, taraf avukatlarının temyiz başvurusunun kabulü ile temyiz olunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı sair hususlar incelenmeksizin verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddesi uyarınca BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, dosyanın kararı veren İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesine, kararın bir örneğinin de ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 24/03/2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi