Davacı tarafından, davalı aleyhine asıl davada 14.10.2010 gününde verilen dilekçe ile menfi tespit ve ipoteğin kaldırılması; birleştirilen davada davacı M.. K.. tarafından, davalı C. B. aleyhine 08.02.2011 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kabulüne dair verilen 03.04.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Asıl dava, menfi tespit, ipoteğin kaldırılması istemine; birleştirilen dava itirazın iptali istemine ilişkindir. Asıl davada davacı ve birleştirilen davada davalı C.. B.., 6054 ada 21 parsel sayılı taşınmazına davalı M. A. O. lehine konulan ipoteğin, dayanağı olan borç ödenmiş olmasına rağmen kaldırılmadığı gerekçesi ile davalıya borcu olmadığının tespiti ile ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Birleştirilen davada davacı, asıl davada davalı M. A. O., ipotek sebebi ile ödenmemiş olan borç için yapılan icra takibine haksız itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiş, asıl davanın ise reddini savunmuştur. Mahkemece, asıl davanın kabulü ile dava konusu 6054 ada 21 parsel sayılı taşınmaz üzerinde davalı lehine kurulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince; Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Somut olayda, birleştirilen dosya hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmaması yerinde değildir. Bu durumda mahkemece birleştirilen dava ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken hüküm kurulmaması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 20.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.