1. Hukuk Dairesi Esas No: 2008/2432 Karar No: 2008/4253
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/2432 Esas 2008/4253 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, taşınmazlara haksız müdahale etmekle suçlanarak el atmanın önlenmesi ve ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. Mahkeme, taraflar arasındaki taksim sözleşmesinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, taşınmazlarda davacının paydaşlık durumu göz önünde bulundurulmadan davanın reddedilmesi hatalıdır. Hükmün BOZULMASINA karar verilmiş ve kanun maddesi H.U.M.K.'nun 428. maddesi olarak belirtilmiştir.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı, miras bırakanlarından intikal eden taşınmazları aralarında taksim ettiklerini buna göre kendisine bırakılan 61 ve 549 Parsel sayılı taşınmazlara davalının ekip-biçmek ve kiracısını buraya sokmamak suretiyle haksız müdahale ettiğini ileri sürerek el atmanın önlenmesi ve yasal faiziyle birlikte 1000, YTL ecrimisilin tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki taksim sözleşmesinin içeriği dikkate alındığında geçerli olmadığı, dolayısıyla intifadan men koşulu oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değer yönünden ret edilerek,gereği görüşülüp düşünüldü. -KARAR- Davacı,niza konusu 549 ve 61 parsel nolu taşınmazların murislerinden geldiğini ve yapılan taksim sözleşmesi ile kendisinin kullanımına bırakıldığını,ancak davalının taşınmazların kullanımına engel olduğunu belirterek eldeki davayı açmıştır. Mahkemece,fiili taksimin taşınmazların her birinden tüm paydaşların yararlanacağı biçimde yapılmadığı,belli taşınmazların belli paydaşlara verilmesi şeklinde gerçekleştirildiği, böylesine bir olgunun Türk Medeni Kanununun paylı mülkiyet hükümlerine uygun düşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hemen belirtilmelidir ki, mahkemenin fiili taksimin geçerli olmadığı hususunda yaptığı belirleme doğrudur.Ancak,davacı ve davalı taşınmazda kayden paydaş olup dava tarihi itibari ile davalının tasarrufunda bulunduğu dosya kapsamı ile sabittir.Bu durumda taşınmazlardaki davacının paydaşlık durumu gözetilerek paya vaki eltamanın önlenmesi ve pay oranında ecrimisile hükmedilmesi gerekirken davanın ret edilmesi doğru olmadığı gibi kabule göre de, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken keşfen belirlenen ancak harcı tamamlanmayan değer üzerinden davalı yararına avukatlık ücreti tayin ve takdir edilmesi de doğru değildir.Davacının bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün H.U.M.K."nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,2.4.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.