Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/2010
Karar No: 2008/4251
Karar Tarihi: 02.04.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/2010 Esas 2008/4251 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, paydaşı olduğu bir taşınmaza davalının sahip çıktığını ve kiraya verdiğini iddia ederek elatmanın önlenmesini istemiştir. Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir çünkü davalı paydaşlardan biri değildir ve taşınmazın paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu kabul edilmiştir. Paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim, özel bir parselasyon planı veya fiili kullanma biçimi olup olmadığı araştırılmalıdır. Davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğini belirlemek için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 688. maddesi ve devam eden hükümleri.
1. Hukuk Dairesi         2008/2010 E.  ,  2008/4251 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : CEYHAN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 13/11/2007
    NUMARASI : 2007/283-2007/314

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden paydaşı olduğu 192 parsel sayılı taşınmaza davalının sahiplenmek ve başkalarına kiraya vermek suretiyle haksız el attığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir. Davacı, keşif mahallinde çekişmeli taşınmazın 238 sayılı parsel olduğunu belirtmiştir.
    Davalı, duruşmaya katılmadığı gibi herhangi yazılı bir savunma da göndermemiştir.
    Mahkemece, kayden davacının paydaş olduğu 238 parsel sayılı taşınmaza davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın elattığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    -KARAR-
    Dava, paydaşlar arası çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden ve getirtilen kayıt örneklerinden 238 nolu parselin paylı mülkiyet hükümlerine tabi olduğu, C...Sulh Hukuk Mahkemesinin 2.5.2003 tarih ve 2003-456 karar sayılı veraset ilamı ile 1999-909 sayılı veraset ilamlarından davalının paydaşlardan A.. S..ve O..H..T.. mirasçısı olduğu, böylece taşınmazda paydaş bulundukları anlaşılmaktadır.
    O halde, taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanununun 688. maddesi ve devam eden hükümlerinde öngörülen paylı mülkiyet hükümlerinin uygulanmak suretiyle çözüme kavuşturulacağı açıktır.
    Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şüyuun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere, Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 2l3, Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şüyuun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "akde vefa" kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, Medeni Kanununun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; tüm paydaşları kapsar biçimde harici bir taksim bulunmadığı gibi, aralarında uzun zamandan beri eylemli bir kullanım tarzının yaratılmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Öyleyse ve özellikle davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği yönü üzerinde durulması, buna göre neticeye gidilmesi asıldır. Oysa, mahkemece bu konuda bir araştırma ve inceleme yapılmış değildir. Ayrıca dava dilekçesinde nizalı taşınmazın parsel numarasının 238 yerine 192 olarak yazılmış olmasının neticeye etkili olduğu da söylenemez.
    Hal böyle olunca yukarıdaki ilkeler gözetilmek suretiyle davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin açıklığa kavuşturulması, varılacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir.
    Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 02.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi