Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/311
Karar No: 2022/4407
Karar Tarihi: 06.06.2022

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/311 Esas 2022/4407 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı müvekkillerinin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraları, geri çekilebileceği ve yüksek oranda faiz alacakları garantisi ile davalı şirkete yatırdıklarını ancak paranın geri alınamadığını iddia etmeleri sonucunda taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespiti ile davacının ödediği paranın davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesi istenmiştir. İlk derece mahkemesi, davanın 7194 sayılı Kanunun 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine karar vermiştir. Yapılan istinaf başvurusu sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi, davanın 7194 sayılı Kanunun 41. maddesi kapsamında olduğuna karar vererek ilk derece mahkemesi kararını kaldırmıştır. Temyiz yoluyla yapılan incelemede ise davacının tüm temyiz itirazları reddedilerek, davalının temyiz istemi kabul edilmiş ve ıslahla arttırılan bölüm yönünden davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 7194 sayılı Kanunun 41. maddesi: \"Dolandırıcılık suçlarına konu olan para, menkul veya gayrimenkul malların edinilmesinde kullanılmak üzere bu amaçla güven sağlandığının anlaşıldığı durumlarda, ilgililere faiz ödemek kaydıyla belirli bir süre için ya da belirli bir şart gerçekleştiğinde geri alınabileceği taahhüt edilemez. Bu tür kredi, hukuki bir işlem niteliği taşımaz ve işlem dolandırıcılık suçunu oluşturur.\"
- HMK'nın 355-373 maddeleri: İstinaf ve temyiz sürecini düzenleyen madde ve hükümler.
11. Hukuk Dairesi         2022/311 E.  ,  2022/4407 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 6. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Konya 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01.07.2020 tarih ve 2019/653 E- 2020/495 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf istemlerinin kabulüne dair Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce verilen 30.09.2021 tarih ve 2020/2686 E- 2021/1975 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davalı şirketin yurt dışında birçok ülkede yatırılan paraların istenildiği her an geri çekilebileceği ve karşılığında yüksek oranda faiz verileceği garantisi ile müvekkillerinin davalı tarafa para verdiğini, ancak ödenen paranın bir türlü geri alınamadığını ileri sürerek, taraflar arasında geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığının tespitine ve ödenen paranın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın 7194 sayılı Kanunun 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle dava dilekçesi ile talep edilen alacağa ilişkin dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ıslah ile talep edilen alacağa ilişkin, ıslahın 7194 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra yapıldığı gerekçesiyle hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
    Bu karara karşı, taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
    Konya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi’nce, davanın 7194 Sayılı Kanunun 41. maddesi kapsamında olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- İlk derece mahkemesince dava dilekçesindeki talepler yönünden 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesi kapsamında karar verilmesine yer olmadığına, 7194 sayılı Yasa yürürlüğe girdikten sonra ibraz edilen ıslah dilekçesindeki talepler yönünden ise anılan yasanın 41. maddesi karşısında davacının ıslah isteminde bulunmasında hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle bu taleplerin usulden reddine karar verilmiştir. Davacı 7194 sayılı Yasa yürülüğe girdikten sonra ıslah talebinde bulunmuş olup 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesinin açık hükmü gereğince davalı şirkete ortak sayılan ve yatırdığı parayı herhangi bir sebeple geri istemesi mümkün olmayan davacının anılan yasa yürürlüğe girdikten sonra ıslah ile talep ettiği alacağa ilişkin ilk derece mahkemesince usulden ret kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Dava dilekçesi ile talep edilen kısımlar yönünden ilk derece mahkemesi 7194 sayılı Yasa’nın 41. maddesini uygulayarak yasaya uygun şekilde karar verilmesine yer olmadığına karar vermiş olup mahkemenin bu değerlendirmesi de yerindedir. Şu halde ilk derece mahkemesi kararında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı için bölge adliye mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu sebeple Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bette açıklanan nedenlerle davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi'ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davalıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 21,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 06/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
    KARŞI OY
    HMK 114/1-h maddesinde dava şartları arasında sayılan hukuki yarar, yargı merciinde dava açılabilmesi için davacının davayı açmakta ve mahkemeden hukuksal koruma istemekte bir çıkarının bulunması gerektiğine ilişkin ilkedir. Davacının davayı açtığı tarih itibariyle dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan bir yararı olmalı ve hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmalıdır. Öte yandan bu yararın, "hukuki ve meşru", "doğrudan ve kişisel", " doğmuş ve güncel" olması da gerekmektedir.
    Bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olacağı her türlü duraksamadan uzaktır.
    Bu ilkeden hareketle bir davada hukuki menfaatin bulunup bulunmadığı mahkemece, tarafların dava dosyasına sunduğu deliller, olay veya olgular çerçevesinde yargılamanın her aşamasında ve kendiliğinden gözetilmelidir. Böylece kişilerin haksız davalar açmak suretiyle dava hakkını kötüye kullanmasına karşı bir güvence de sağlanmış olmaktadır.
    Somut uyuşmazlık, davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin bulunmadığının tesbiti ile davacının, davalı şirkete yatırdığı paranın tahsili istemine ilişkindir.
    Islah 17.03.2020 tarihinde yapılmış olup ıslah tarihinde yürürlükte bulunan 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesi gereğince davacı ile davalı şirket arasında geçerli bir ortaklık ilişkisinin kurulduğu, davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesince ıslahla arttırılan bölüm yönünden hukuki yarar dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin istinaf kanun yolu başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak 7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesi gereğince karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyiz kanun yolu başvurusu üzerine sayın çoğunluk görüşü doğrultusunda davacının tüm temyiz itirazları red edilerek karar davalı yararına yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
    Islahla arttırılan bölüm yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının yazılı gerekçe ile bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
    7194 sayılı Yasa 07.12.2019 tarihinde yürürlüğe girmiş olup Geçici 4. maddede düzenlenen "karar verilmesine yer olmadığına" karar verileceğine ilişkin hüküm derdest davalar yönünden getirilmiştir.
    Oysa ıslahla arttırılan bölüm 7194 sayılı Yasa'nın yürürlüğünden sonra 17.03.2020 tarihinde dava konusu edilmiştir.
    Bu halde ıslahla arttırılan bölüm yönünden, Yasa'nın yürürlük tarihine, ıslah tarihine göre "karar verilmesine yer olmadığına" ilişkin karar verilmesi mümkün değildir.
    Yukarıda yapılan açıklamalardan, davacının ıslahla artırılan bölüm yönünden dava açmakta hukuki yararının bulunduğu izahtan varestedir.
    7194 sayılı Yasa'nın 41. maddesi, ıslahla arttırılan bölüm yönünden ıslah tarihi itibariyle davanın dinlenme imkanını ortadan kaldırdığından bu bölüm yönünden, davanın esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    Islahla arttırılan bölüm yönünden davanın esastan red edilmek üzere Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerekirken bu yöne ilişkin davalının temyiz isteminin reddi ile davacının ıslahla arttırılan bölüme ilişkin dava açmakta hukuki yararı bulunmasına rağmen yazılı gerekçe ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne karşıyım.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi