2. Ceza Dairesi Esas No: 2010/32759 Karar No: 2011/21 Karar Tarihi: 17.01.2011
Elektrik hırsızlığı - Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2010/32759 Esas 2011/21 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda sanığın elektrik hırsızlığı suçunun sabit olduğu ve mahkumiyetine karar verildiği bildirildi. Ancak, gerekçeli karar başlığındaki suç tarihi yanlış yazılmış ve kaçak elektrik bedeli hesaplamasında hatalar yapılmıştır. Temyiz itirazları sonucunda mahkeme kararı bozulmuştur. Sanık hakkında hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak 5237 sayılı TCK'nun 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları ile, 765 sayılı TCK'nun 522/1. maddesi ve Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği'nin 15. maddesi ve Enerji Piyasası Kurulu Kararı ekinde belirtilen Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Hükümler başlıklı 1. maddesinin b ve c bentleri ayrıntılı bir şekilde açıklanmıştır.
2. Ceza Dairesi 2010/32759 E. , 2011/21 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2 - 2009/44102 MAHKEMESİ : İstanbul 8. Asliye Ceza Mahkemesi TARİHİ : 23/06/2008 NUMARASI : 2008/529 SUÇ : Elektrik hırsızlığı
Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Oluşa, dosya içeriğine, 13.11.2003 ve 03.01.2004 tarihli tutanaklara, 03.04.2004 tarihli sayaç muayene raporuna, tutanak düzenleyici tanıkların beyanlarına, abone enerji tüketim föyleri ile bilirkişi rapor ve ek raporuna göre, sanığın atılı suçu işlediği sabit olduğundan hakkında mahkumiyet hükmü kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş ve tebliğnamedeki bu hususa değinen bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Adli sicil kaydına göre, tekerrüre esas mahkumiyetleri bulunan sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının 5237 sayılı TCK.nun 58. maddesinin 6. ve 7. fıkraları uyarınca, mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine ve mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış ve dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. Ancak; 1)-Gerekçeli karar başlığında, suç tarihinin 13.11.2003 yerine 03.01.2004 olarak yanlış yazılması, 2)-765 sayılı TCK.nun 522/1. maddesi uygulanmasında esas alınacak kaçak elektrik bedelinin 28.02.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 15. maddesi uyarınca 21.03.2003 tarih ve 122 sayılı Enerji Piyasası Kurulu Kararı ekinde belirtilen Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımı ile Güvence Bedellerinin Hesaplanması ve Güncelleştirilmesine İlişkin Esasların Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımına İlişkin Hükümler başlıklı 1. maddesinin b ve c bentlerine göre hesaplanması gerektiği, bu hükümlere göre de; kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilenin kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarının; öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa, suça konu işyerinde bulunan kurulu gücün kullanma faktörü 0.60 olarak aylık çalışma saatlerine göre, suça konu işyerinde tutanak tarihinden önceki son okuma tarihi ile tutanak tarihi arasında tüketilmesi gereken elektrik miktarları belirlenip, belirlenen bu miktarlardan aynı dönem içinde sayacın kaydettiği tüketim miktarı düşüldükten sonra bulunan kaçak elektrik miktarının suç tarihindeki normal tarifeye göre hesaplanacak cezasız ve vergisiz değerinin esas alınması gerekirken Elektrik Mühendisi Bilirkişi C..Mo... tarafından düzenlenen 16.04.2007 havale tarihli raporda, Resmi Gazete tarifine uygun olarak yapıldığı belirtilen ancak denetime olanak verecek biçimde hesaplanmayan kaçak kullanılan elektriğin suç tarihindeki değeri olarak belirtilen 11.357,35 YTL pek fahiş kabul edilerek yapılan karşılaştırma sonucunda 5237 sayılı kanun hükümlerinin 765 sayılı kanun hükümlerine göre, sanık lehine olduğu belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA,17.01.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.