8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/7416 Karar No: 2012/3640 Karar Tarihi: 02.05.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7416 Esas 2012/3640 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/7416 E. , 2012/3640 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile Hazine aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Elbistan 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 22.10.2008 gün ve 201/544 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı vekili, dava konusu 134 ada 10 ve 12 parsel sayılı taşınmazların vekil edenine babasından intikal ettiğini ve yirmi yılı aşkın süre zilyetliğinde bulunduğu halde kadastro sırasında davalı adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, tapu kayıtlarının iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, nizalı taşınmazların Devletin özel mülkiyetinde bulunduğu açıklayarak davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacı yararına zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu 134 ada 10 ve 12 parsel sayılı taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların muris Şeyho"dan miras yoluyla intikal ettiği tartışmasızdır. Davacı, taşınmazların babasından kaldığını açıklayıp kendi adına tescilini istemiştir. Mahallinde yapılan keşifte dinlenen tanıklar tarafından, dava konusu taşınmazların öncesinde davacının miras bırakanı olan babası tarafından kullanıldığı, ölümü ile miras yoluyla davacıya intikal ettiği bildirilmiş ancak davacıya intikal biçimi konusunda herhangi bir açıklamada bulunulmamıştır. Bu şekilde davacı yanca iştirak halinin çözüldüğü ispatlanamamıştır. Öte yandan, diğer mirasçıların taşınmazın davacı tarafından kullanılmasına ses çıkarmamış olmaları taksim yapıldığı şeklinde yorumlanamaz ve bu durumda davacının zilyetliğini tereke adına sürdürdüğünün kabulü gerekir. Davacının miras bırakanı babasının ölüm tarihi itibariyle TMK.nun 701. maddesi gereğince tereke elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Dosya kapsamından dava konusu taşınmazların davacıya babasından miras yoluyla intikal ettiği, taksim yapılmadığı ve davacı dışında başka mirasçıların da bulunduğu anlaşılmaktadır. Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin hakkı ortaklığa giren malların tamamına yaygın bulunmaktadır. TMK.nun 640 ve 702. maddeleri hükümlerine göre elbirliği mülkiyetinde tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığından, tasarrufi işlemler tüm mirasçıların katılımıyla yapılabilir. Kural olarak, davada tasarrufi bir işlem olup, mirasçılardan biri veya bir kısmı tek başına adına tescil isteyemeyeceği gibi, tüm mirasçılar adına tescil istenilmediği için 11.10.1982 gün ve 3/2 sayılı YİBK"na göre dışarıda kalan mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya miras ortaklığına temsilci tayini yoluyla da davanın yürütülmesi mümkün bulunmamaktadır. Tüm bu açıklamalar kapsamından, mahkemece esasa girilmeksizin dava şartı ile ilgili bu husus dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.