8. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/7651 Karar No: 2012/3638 Karar Tarihi: 02.05.2012
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2011/7651 Esas 2012/3638 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2011/7651 E. , 2012/3638 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
... ile ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair.... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 10.05.2011 gün ve 122/194 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı vekili, vekil edeni ile davalının 1973 yılında evlendiklerini, evlendikleri tarihte davalının lastik sattığını, vekil edenin ise fındık toplayarak kazandığı yevmiyelerini davalıya verdiğini, davalının bu şekilde özellikle vekil edeninin geliri ile dava konusu 4060 ada 14 parsel ile 1958 ada 7 parsel sayılı taşınmazları satın aldığını açıklayarak katkı payı karşılığı olarak dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının ½"şer oranında iptali ile vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacı tarafın taleplerinin aile hukukuna dayanması nedeniyle Aile Mahkemesinin görevli olduğunu, tarafların boşanma tarihlerinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, vekil edeninin dava konusu 4060 ada 14 sayılı parseli evlenme tarihinden önce, 1958 ada 7 parsel sayılı taşınmazı ise miras yoluyla intikal eden malvarlığının satılması sonucu elde ettiği gelirle satın aldığını, nizalı taşınmazların vekil edinine ait olduğunu ve davacının katkı payı karşılığı alacağının bulunmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davacının iddiasını 7.10.1953 tarih, 7/8 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca resmi sözleşme ile kanıtlaması gerektiği halde, davada bu nitelikte bir belgeye dayanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin bulunmaktadır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.118-395) kaynaklanan bütün davalara Aile Mahkemesinde bakılacağı hükme bağlamıştır. Aile mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatıyla görülüp karara bağlanması gerekir (Yargıtay HGK.nun 16.11.2005 tarih ve 2/673-617 sayılı kararı). Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Davaya bakma görevinin Aile Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, görev hususu nazara alınmaksızın yazılı gerekçeyle davanın esası hakkında hüküm verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre işin esasına yönelik hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.