Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/4013
Karar No: 2008/4013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/4013 Esas 2008/4013 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacılar, miras bırakanın satış sırasında gerçek şahısların yerine başka kişileri göstererek mal kaçırmak istediğini iddia ederek tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmışlardır. Ancak mahkeme tarafından iddialar kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar bu kararı temyiz etmiş ve Yargıtay 1. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Mahkeme, miras bırakanın gerçek niyetinin mal satın almaktan ziyade mal kaçırmak olduğuna karar vermiştir ve tapu kaydının geçersizliğine hükmetmiştir. Kararda Türk Medeni Kanunu'nun 500. maddesi, Borçlar Kanunu'nun 213. maddesi ve Tapu Kanunu'nun 26. maddesi açıklayıcı bir şekilde ele alınmıştır.
1. Hukuk Dairesi         2008/4013 E.  ,  2008/4013 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KARABÜK 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 06/11/2007
    NUMARASI : 2005/351-2007/402

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanın 47 ada 1 sayılı parselin 185/576 payını ve 720 ada 16 sayılı parselin 1/2 payını davalı K."e; 36 ada 81 parsel sayılı taşınmazdaki 480/960 payını ve eşit şekilde diğer davalılara vekili aracılığıyla ve satış suretiyle 7.12.1995 tarihinde temlik ettiğini, ancak yapılan işlemlerin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürüp, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, gerçek şahıslar olup bedellerinin davalı H. A. tarafından ödendiğini, dava konusu 1 ve 16 sayılı parsellerden aynı işlemle davacı Raşit"in de muristen pay satın aldığını ve iddiaların yazılı delille ispatı gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece,iddiların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 8.7.2008 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vs. vekili Avukat S. K. ile temyiz edilen vs.vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacıların miras bırakanı R."in 9.1.1991 tarihinde davalı O.Ç."ın babası olan dava dışı M.Ç."ye vekil tayin ettiği ve adı geçen vekili aracılığıyla çekişmeli 47 ada 1 sayılı parseldeki pay ile 720 ada 16 parsel sayılı taşınmazını, davacılardan Raşit ile davalılardan K.e .ada . sayılı parseldeki payını ise, diğer davalılar H.A.ve O.Ç.a 7.12.1995 tarihinde ve satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, miras bırakanın yapmış olduğu bu temliklerin, mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazalı olarak gerçekleştirildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa,niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü dür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmeside Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmeside büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince; davacıların, miras bırakanın evlatlığı M."in çocukları oldukları; davalıların ise, miras bırakanın amcasının torunları ve torun çocuğu oldukları dosya kapsamıyla sabittir.
    Hemen belirtilmelidir ki, Türk Medeni Kanununun 500.maddesi hükmü uyarınca, evlatlığın miras bırakandan önce ölmesi halinde evlatlığın füruunun miras bırakana mirasçı olacaklarında kuşku yoktur.
    Öte yandan; miras bırakanın varlıklı ve ekonomik gücünün yerinde olduğu, mal satmaya ihtiyacının bulunmadığı, çekişmeli taşınmazları da ölene kadar tasarrufunda bulundurduğu Bağ-Kur"a kayıtlı olarak sosyal güvencesinin bulunduğu, dosyaya getirtilen tedavi ve harcamalara ilişkin belgelerin akit tarihine göre çok sonra düzenlenmiş oldukları görülmektedir.
    Belirlenen bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte irdelenip değerlendirildiğinde; miras bırakanın temlikteki iradesinin gerçekten satış olmayıp, mirasçıdan mal kaçırmaya yönelik bulunduğu kabul edilmesidir.
    Hal böyle olunca, davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Davacıların temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gerenice BOZULMASINA, 13.12.2007 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 550.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.7.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi