Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/2292
Karar No: 2008/3929
Karar Tarihi: 27.03.2008

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/2292 Esas 2008/3929 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/2292 E.  ,  2008/3929 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : VAKFIKEBİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/06/2007
    NUMARASI : 2006/138-2007/108

    Taraflar arasında görülen davada;Davacı, davalı adına kayıtlı olan 179 ada, 5 parsel sayılı taşınmazın kısmen kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığını ileri sürüp; kıyıda kalan kısmının tapusunun iptali isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişme konusu taşınmazın toplam 337.34 m2"lik bölümlerinin, uzman bilirkişiler aracılığıyla saptanan kıyı-kenar çizgisinin içerisinde kaldığı ve bu tür yerlerin özel mülkiyet konusu olamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, 3621 Sayılı Yasadan kaynaklanan tapu iptali isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle noksanın tamamlanması yoluyla getirtilen kayıt ve belgelerden; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitine esas alınan tapu kaydının; "Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.07.1977 tarih 368-394 sayılı ve Hazinenin de taraf olduğu 7360 m2"lik yer için tesis edilen tescil ilamına dayalı olarak" 09.09.1977 tarih ve 121 sayılı tapu kaydı ile tesis edildiği, ayrıca, yol fazlası olan 290 m2 yerinde "idari yolla" belediye adına oluşturulan 23.07.1974 tarih ve 45 nolu tapu kapsamında kaldığı bu taşınmazların 27.12.1979 tarihinde tevhit ve ifraz işlemlerine tabu tutularak tedavül görmesiyle oluşan tapu kayıtlarından olduğu; öte yandan, dava konusu taşınmazın bir bölümünün 28.11.1997 tarih 5/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca mahkemece, saptanan kıyı-kenar çizgisi içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı Hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Davalının temyizine gelince; gerçekten de davalının dayanağını teşkil eden 09.09.1977 tarih ve 121 sayılı tapu kaydının tescil ilamı ile oluştuğu sabittir.
    Bilindiği üzere; maddi anlamda kesin hüküm, yargısal (kazai) kararlara tanınan yasal gerçeklik (hakikat) vasfıdır. Bu vasıf yargısal (kazai) kararların gerçeğe (hakikata) uygun olarak verildiğinin kabul edilmesini zorunlu kılar. Kesin hüküm kuralı, haklı ve adil kararların korunması yanında, kişiler arasındaki çekişmelerin sonsuza dek davam etmesini önlemek, toplumun istikrar ve düzenini sağlamak, hukukun ve yargının güvenirliğini korumak amacıylada kabul edilmiştir.Bütün yasal yollar kapandıktan ve verilen hüküm kesinleştikten sonra, aynı davanın tekrar yargı önüne getirilmesi, toplumda sonu gelmeyen çekişmelere, huzursuzluklara, istikrarsızlıklara, kazanılmış hakların her zaman ortadan kaldırılabileceği endişesine neden olur. Çelişkili kararların çıkmasına sebebiyet verir. Bu itibarla, tarafları, mevzuu ve sebebi aynı olan Devletin iştiraki, hakimin tarafsız araştırması ve iradesi ile kurulan, tüm yasal yollardan geçmek suretiyle; diğer bir anlatımla şekli yönüylede kesinleşen önceki hükmün korunmasında kamunun büyük yararı bulunmaktadır.
    Hukukumuzda kamu düzeninden sayılan ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 237.maddesinde düzenlenen kesin hüküm tarafların anlaşmaları ile ortadan kaldırılamadığı gibi, mahkemece kendiliğinden (resen) gözönünde tutulur. Düzenlediği hak ve çıkar ilişkileri yönünden yasal gerçeklik (hakikat) sayıldığından taraflarını bağlar.
    Somut olaya gelince, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde davalıların tapu kaydının oluşum şeklinin nedeni üzerinde durularak bir değerlendirme ve irdeleme yapılmış değildir.
    Hal böyle olunca, yerinde yeniden keşif yapılarak tespit dayanağı tapunun ilk tesislerinden olan 09.09.1977 tarih ve 121 sayılı kaydın eki tescil krokisinin yerinde uygulanması, çekişmeli taşınmazın tescil krokisi kapsamında kalıp kalmadığının açıklığa kavuşturulması, kroki kapsamında kaldığının saptanması halinde kesin hükmün oluştuğu gözetilerek davanın reddedilmesi, aksi halde kabul kararı verilmesi gerekirken, değinilen yön gözardı edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.03.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi