16. Hukuk Dairesi 2014/11853 E. , 2015/6603 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ... çalışma alanında bulunan temyize konu 103 ada 31 parsel sayılı 140,47 m2 yüz ölçümündeki taşınmaz davalı olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Tespit gününden önce davacı ... tarafından davalılar ..., ..., ... ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan hisseye el atmanın önlenmesi davası görevsizlik kararı ile Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Mahkemece, usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda temyize konu çekişmeli 103 ada 31 parsel sayılı taşınmazın miras payları hükümde gösterilmek suretiyle ... mirasçıları adına tescile karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Davacı ... vekili hükmü katılma yoluyla temyiz etmiştir. Halen yürürlükte olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 2494 sayılı Yasa"nın 26. maddesi ile değişik 433/2. maddesi gereğince katılma yoluyla temyiz süresi 10 gündür. Davacı vekiline, davalı ..."ın temyiz dilekçesi 14.04.2014 tarihinde tebliğ edilmiş olup temyiz dilekçesinin tebliğ tarihi ile temyiz tarihi olan 07.05.2014 tarihi arasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 433/2. maddesinde öngörülen temyiz süresinin geçtiği belirlenmiş olup, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 01.06.1990 tarih 1989/3 Esas ve 1990/4 sayılı Kararı ile Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 433/2. maddesi gereğince temyiz isteminin süre yönünden REDDİNE,
2- Davalı ..."ın 103 ada 31 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki temyiz itirazlarına gelince, davacı murisinden intikal eden taşınmaza davalılarca müdahale edildiği iddiası ile dava açmış, temyiz eden davalı ..., taşınmazı ..."den 13.12.1970 tarihli senet ile satın aldığını savunmuştur. Mahkemece, taşınmazın ... tarafından sahiplenildiği gerekçesi ile yazılı karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmak için yeterli değildir. Taşınmazın öncesinin ..." ait olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, taşınmazın bir bölümünün 13.12.1970 tarihli senet
ile davalıya satılıp satılmadığı, satılmış ise zilyetliğin devredilip devredilmediği noktasında toplanmaktadır. Çekişmeli taşınmazın öncesi tapusuz olup, tapu kaydına dayanan taraf da olmamıştır. Bilindiği üzere tapusuz taşınmazlar menkul mal hükmünde olup, satışının geçerli olması ve mülkiyetin intikali için tarafların bu konudaki iradelerinin birleşmesi ve zilyetliğin satın alana devri gerekmektedir. Keşifte dinlenen yerel ve tespit bilirkişilerinin zilyetlik hususunda ayrıntılı bilgileri bulunmadığı gibi, tanık beyanlarının da yetersiz olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla zilyetlik hususu yeterince açıklığa kavuşturulmamıştır. Doğru sonuca varabilmek için mahallinde mahalli bilirkişiler ve HMK 31. maddesi uyarınca Hakimin taraflara gerektiğinde yeni tanık bildirme hakkının hatırlatılması suretiyle tarafların bildireceği zilyetlik tanıkları hazır olduğu halde yeniden keşif yapılarak, temyize konu taşınmaz üzerinde senet tarihinden dava tarihine kadar zilyetliğin kim tarafından, ne suretle sürdürüldüğü kesin olarak belirlenmeli, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyanlara neden üstünlük tanındığı kararda tartışılıp gerekçelendirilmeli, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, davalının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.