16. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9153 Karar No: 2015/6602 Karar Tarihi: 25.05.2015
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/9153 Esas 2015/6602 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2015/9153 E. , 2015/6602 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Kadastro sonucu ... çalışma alanında bulunan 215 ada 8 parsel sayılı 1.658,47 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle arsa vasfıyla ... adına tespit ve hükmen tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptal ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz hakkında davacı lehine mülk edinme koşulları oluştuğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan değerlendirme ve varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Taşınmazın hükmen tesciline esas İliç Kadastro Mahkemesinin 2007/166 Esas ve 2008/218 Karar sayılı dava dosyası incelendiğinde; davanın, eldeki dava dosyasında davacı olan ..."nin oğlu tarafından davalı ... karşı, çekişmeli 215 ada 8 parsel sayılı taşınmazın babası tarafından kendisine bağışlandığı, yaklaşık 40 yıldır da kendi zilyetliklerinde bulunduğu iddiasıyla açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Karara esas alınan zirai bilirkişi raporunda da taşınmazın yer yer kayalık yapıda, %40–50 civarında eğimli olduğu ve kısmen arsa, kısmen de tarla olarak kullanıldığı belirtilmiş; mahkemece yapılan yargılama sonunda imar–ihyanın tamamlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ve hüküm Yargıtay denetiminden geçerek 01.12.2009 tarihinde kesinleşmiştir. Sözü edilen ilamda, davacı ... taraf olmadığından onun yönünden kesin hüküm niteliği bulunmamakta ise de güçlü delil oluşturacağı kuşkusuzdur. Güçlü delilin aksinin de aynı nitelikte başka bir delille kanıtlanması gerekli olduğu halde kanıtlanamadığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca; zilyetlikle edinme koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek soyut nitelikteki yerel bilirkişi ve tanık beyanlarına itibar edilerek yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne dair hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... temsilcisinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı bulunan hükmün BOZULMASINA, 25.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.