8. Hukuk Dairesi 2011/6688 E. , 2012/3620 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Ilıcak Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasnın kabulüne dair Adıyaman 1. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 18.12.2009 gün ve 319/472 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, imar-ihya ve kazanmayı sağlayan zilyetlik nedeniyle kadastroca taşlık olarak tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, tescil konusu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacak Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, teknik bilirkişilerin düzenlediği 30.05.2008 tarihli krokide A harfi ile gösterilen 18793,07 m2 ve B harfi ile gösterilen 22009,62 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, imar-ihya ve kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği düşüncesinden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye ve yanlar arasındaki uyuşmazlığı çözümlemeye yeterli değildir.
Her ne kadar dava dilekçesinde Ilıcak Köyü Tüzel Kişiliği davalı gösterilmiş ise de, taşınmazın bir kısmının Ilıcak Köyü sınırları içinde bir kısmının ise, Besni ilçesi sınırları içinde kaldığı teknik bilirkişiler tarafından hazırlanan 30.05.2008 tarihli krokili rapordan anlaşılmaktadır. TMK.nun 713/3. fıkrası uyarınca Hazine ve ilgili kamu tüzel kişilerinin davada yer almaları gerekir. Ilıcak Köyü davada taraf olarak yer almakta ise de, taşınmazın bir kısmının bulunduğu kamu tüzel kişiliği davada yer almamıştır. Besni Belediye Başkanlığının da davaya usulüne uygun olarak katılmasının sağlanması, katıldığı takdirde delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Bundan ayrı; tescile konu taşınmaz, 1968 yılında yapılan kadastro çalışmasında “taşlık” niteliğiyle tespit dışı bırakılmıştır. Bu tür davaların başarıya ulaşabilmesi için imar-ihya işleminin tamamlanmasından sonra en az 20 yıl süre ile koşullarına uygun olarak zilyet olunması gerekmektedir. Bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının dava tarihinden önceki ve kadastrodan sonraki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir.
Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihi olan 2006 yılına göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1976– 1986 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği uzman öğretim üyelerinin yayınlarındaki görüşleri olup, bu görüş Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla da benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi olanaklıdır.
Mahkemece, yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle davanın açıldığı 12.06.2006 tarihine göre 20-30 yıl öncesine ait (1976– 1986 yılları arası) iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının ve taşınmaza komşu parsellere ait tapulama tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtlarının bulundukları yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması ve ondan sonra hava fotoğraflarında stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın, hangi tarihte imar-ihya edilmeye başlandığı ve imar-ihyanın tamamlanma tarihi ile dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediğinin, niteliğinin, kullanım süresinin ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması, ayrıca komşu kayıt ve belgelerin taşınmaz yönünü ne olarak gösterdikleri hususu üzerinde durulması, bu uygulamaların Yargıtay denetimine elverişli şekilde teknik bilirkişi tarafından krokisinde işaretlenmesinin sağlanması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerindeki imar ihyanın tamamlanma tarihi ve tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi belirlenerek, bundan sonra kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün, 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.