8. Hukuk Dairesi 2011/5737 E. , 2012/3619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine ve Harmanardı Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Besni Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 05.05.2011 gün ve 252/356 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı; imar-ihya ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle kadastroca tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine temsilcisi, tescil konusu taşınmazın olağanüstü zamanaşımı yoluyla kazanılamayacak devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; teknik bilirkişinin düzenlediği 19.04.2011 tarihli krokide A harfi ile gösterilen 52475,03 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hüküm; davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, imar-ihya ve kazanma koşullarının davacı lehine gerçekleştiği düşüncesinden hareketle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye ve yanlar arasındaki uyuşmazlığı çözümlemeye yeterli değildir.
Öte yandan bozmaya uyulmuş ise de, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Önceki bozma ilamına uyulmakla, davanın tarafları yönünden lehte ve aleyhte usuli kazanılmış hak doğacağından bozma ilamı uyarınca araştırma ve inceleme yapılması zorunludur. Önceki bozma ilamında, hava fotağraflarının getirtilerek uzman bilirkişiler aracılığıyla usulüne uygun olarak uygulanması gereğine işaret edildiği halde, mahkemece getirtilen hava fotoğrafları yetersiz olduğu gibi, konunun uzmanı olmayan orman mühendisi tarafından uygulanmaya çalışılmış, ancak bu yönde hazırlanan raporun da, bilimsel verilere uygun ve yeterli incelemeyi içerir nitelikte bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tescil konusu taşınmaz, 09.12.1971 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında 766 sayılı Tapulama Kanununun 2. maddesi uyarınca tespit dışı bırakılan bir yerdir. Tespit dışı bırakılan böyle bir yerin genel hükümlere göre kazanılması ve tapuya tescil edilebilmesi için TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerinde yazılı koşullar altında tasarruf edilmiş olması gerekir. Bu bakımdan, bir arazinin kullanım süresi ve niteliğini en iyi belirleme yöntemi hava fotoğraflarıdır. Bu hava fotoğraflarının kadastrodan sonra ve dava tarihinden önceki yıllara ait en az iki ayrı zamana ilişkin olması gerekir. Bu konuda sağlıklı bir yargıya ulaşmak için dava tarihi olan 2003 yılına göre 20 – 30 yıl öncesine ait (1973–1983 yılları arası) stereoskopik hava fotoğraflarının dosyada yer almış olması ve bu fotoğrafların stereoskopla incelenmesi gerektiği uzman öğretim üyelerinin yayınlarındaki görüşleri olup, bu görüş Dairenin kararlılık kazanmış içtihatlarıyla da benimsenmiştir. Ayrıca, stereoskopik çift hava fotoğrafı, bir stereoskop altında incelenirse arazinin üç boyutlu görüleceği, taşınmazın sınırlarının belirlenebileceği ve bu amaçla ekilemeyen bakir alanların net bir biçimde tespitinin yapılabilmesi olanaklıdır.
Mahkemece, yapılacak iş; ziraat mühendisi, kadastro fen elemanı, jeodezi ve fotoğrametri mühendisinden oluşacak üç kişilik uzman bilirkişi kurulu marifetiyle kadastro tespitinin yapıldığı 1971 tarihinden sonra ve dava tarihine (15.07.2003) göre 20-30 yıl öncesine ait (1973– 1983 yılları arası) ve iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğraflarının merciinden getirtilip stereoskop aletiyle yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda inceleme yaptırılarak taşınmazın, hangi tarihte imar-ihya edilmeye başlandığı ve imar ihyanın tamamlanma tarihi ile dava tarihinden geriye doğru 20 yıl önce zilyet edilip edilmediğinin, niteliğinin, kullanım süresinin ve ne zaman kullanılmaya başlandığının belirlenmesine çalışılması gerekir. Tanık ve bilirkişi sözleri bilimsel esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, taşınmaz üzerindeki imar ihyanın tamamlanma tarihi ve tarımsal amaçlı zilyetlik başlangıç tarihi belirlenerek, bundan sonra kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilmesinin mümkün olup olmadığının araştırılması ve ayrıca 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Hakkındaki Kanunun 3. maddesindeki kuru-sulu arazi ayırımı dikkate alınarak limitlerin aşılıp aşılmadığı üzerinde durulması, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeye dayanarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.05.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.