Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 19/04/11 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın kadastro sırasında taşlık olarak kadastro harici bırakıldığını ve müvekkilinin babası daha sonra da müvekkili tarafından imar ve ihya edilerek kullanıldığını ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacı adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davacının davasının reddine; Mardin ili, Kızıltepe ilçesi, Yedikardeş köyünde kain Harita Yüksek Mühendisi B. Ç. K.z, kadastro bilirkişisi Y.C. ve U. D."in 06/02/2013 tarihli raporuna ekli krokide gösterildiği şekilde (TH) harfi ile gösterilen 97926,93 m2 yüzölçümlü taşınmazın orman vasfında Maliye Hazinesi adına tapuya tespit ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir. Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1973 yılında yapılarak kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir. Çekişmeli taşınmaz bu çalışmada tespit harici bırakılmıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu, bu belgelere göre dava konusu taşınmazın etrafının dava konusu taşınmazla aynı nitelikte olan tapusuz taşınmazlarla çevrili olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılmasının mümkün olmadığı belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 28/05/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.